Geceye düşen göç
Delişmen zamanların yangınlarında
yeni yetme hayaller değişiyorum güzel çirkin neye dokunsam ucu yanık sevdalar basıyor düşlerimi sevdiğime pişman ediliyorum ahraz akşamların zifiri örtüsü gölgeleri gömerken kuytulara dolu dolu geliyor damlalar korkularımı titremeler tutuyor kimi düşlesem, kime yakınlaşmak istesem, yüzün gerisinde yüz, sözün arkasında söz düşüyor nasibime sevmişliğimin en zengin yanı uzağımda kalan masmavi umutlarım yad oluyor geceler uzadıkça yarına akan zaman zembereği boşalmış kadran misali intikam alır gibi ağırdan alıyor adımlarını endişeleri çatırdıyor nazlı esen özlemlerin gönlümün görülmeyen görkemi göçebe yorgunluğumu yolcu edemeyecek kadar bitkin sevgililer olabildiğince zalim kesiliyorlar tabuların yasakları çapraz sorguya aldığı kimliksiz kişilikler devleşiyor her türlü söz özgür, her eylem meşru oluyor günah duvarlarını aşıyor küfürler bugünlerde öyle çok üşüyorum ki; Ağustosu donduracak kadar zemheri oluyor dünyayı terk edecek kadar daralıyorum say ki, vaktinden önce gitmeye hazırlanıyorum… Bilal KARAMAN |