ÇALAR TÜRİDİ
ÇALAR TÜRİDİ
Bağı kırmış gibi dalar hergele Tarladan tapanı çalar türidi Ekerken tohumu çekmez besmele Ceninden rahmanı çalar türidi Un öğütmek için döndükçe sepek Bırakmaz buğdayda kabukla kepek Dadanmış ambara uyuz bir köpek Yağlıyı yavanı çalar türidi Girdimi araya şu dünya malı Zehir eder dile tattığı balı Gül görünür göze dikenli çalı Can ciğer ihvanı çalar türidi Ayırır kardeşi öz kardeşinden İkinci gününde çifti eşinden İşveren işçiden işçi işinden Dertliden dermanı çalar türidi Vicdan da adelet, esnafta mizan Olmadımı elbet, bozulur düzen Almışta başını gider suizan Kullardan ihsanı çalar türidi Giyinmiş münafık denen libası Belli ki iblisle tutmuş ladesi Ta Übeyoğlu’n dan kalmış mirası Sineden imanı çalar türidi Özenip yad ele unutur özü Kendi dahi bilmez ettiği sözü Nice meclislerde görünür yüzü Toplumdan irfanı çalar türidi Üşenir okumaz hakkın kelamı Hayırdan çok öte yazar kalemi Gündüz gece gezer her bir alemi İnsandan insanı çalar türidi Sırf desinler diye beyime şair Kendininmiş gibi paylaşır şiir Bilki temizlemez seni teneşir Sultan dan fermanı çalar türidi Nefesi’yim dostlar duyun avazım Bir tek mevlayadır benim niyazım Kılmıyor kıldığım beni namazım Namazdan zamanı çalar türidi. Nefesi (Orhan ÖZER) Türedi türîdi yeni tür idi Türîdîlik tâ ezelden var idi Her türîdin cem ettiği nâr idi Nâra yanmam ânı çalar türîdi.. Murat Kahraman (Murâdî) En güçlü dürtüsü çalmak denen his Hele de geceye çökmesin bir sis Daneyle darıyla yetinmez iblis Kökünden harmanı çalar türidi MİRİM Harman vakti gelir biçer buğdayı Hemen caka satar dayı mı dayı Aslında su katılmamış bir ayı Tarladan harmanı çalar türidi. Aybars KARLIDAĞ *türidi /hırsız |
başlık altında ele alınmış ya da coğrafi yönlere göre yapılan tasniflerde genellikle ‘Doğu’ grubunda yer almıştır. Caferoğlu, 1946 yılında yaptığı tasnifte Erzurum ili ağızlarını Trabzon ve
kısmen Rize ağızları bölgesi ile aynı grupta ele almıştır (Caferoğlu, 1946, 565). 1959’da yaptığı
tasnifte ise Anadolu ağızlarını altı başlığa ayırmış ve Doğu Anadolu ağızları maddesinde
Erzurum’dan bahsetmiştir (Caferoğlu, 1959, 239). Tahsin Banguoğlu, Türkçenin Grameri adlı
eserinde, Erzurum ili ağzını müstakil bir başlık olarak ele almıştır (Banguoğlu, 1990). Karahan
(1996) da yaptığı tasnifte; ilk olarak ‘Doğu Grubu Ağızları’ diye bir bölümleme yolu izlemiş ve
alt grup olarak Erzurum ili ağzı ile beraber; Ardahan, Kars, Artvin gibi illerin ağızlarını da bu
gruba dâhil etmiştir.
Diğer bölge ağızları üzerine yapılan çalışmalar olduğu gibi, Erzurum ili ağızları üzerine de
müstakil ve bilimsel araştırmalar bulunmaktadır. Erzurum ili ağzı üzerine yapılan bu
çalışmalardan ilki; 1904 yılında Necib Asım Yazıksız’ın ‘Balhassanoğlu’ takma adıyla yazdığı,
‘Keleti Szemle’ adlı derginin V. cildinde yayımlanan, “Dialaecte turc d’Erzerum” başlıklı
yazıdır (Balhassanoğlu, 1904, 126-130). Bahaddin Ögel’in Erzurum ili ağzıyla ilgili kimi
yazıları bulunmaktadır (Ögel, 1946a, 1946b, 1950). Zikredilmesi gereken araştırmalardan biri
de Ahmet Caferoğlu’na aittir. Caferoğlu, Türkiye’nin geniş bir alanını (Batı Anadolu’dan Doğu
Anadolu’ya, Kuzey ve Güney-Anadolu bölgeleri) kapsayan ve yıllar süren derleme çalışmaları
sonucu dokuz ciltlik bir eser oluşturmuştur. Erzurum ili ağzını da ‘Doğu İllerimiz Ağızlarından
Toplamalar’ kısmında ele almıştır (Caferoğlu, 1942). Sonraki yıllarda Atatürk Üniversitesi’nin
kurulması ile beraber, ağız çalışmaları hız kazanmış ve bilimsel niteliğe bürünmüştür. 1966
yılında Selahattin Olcay, sadece Erzurum il merkezinde yaşayan yerli halkın ağız özelliklerini
Erzurum Yöresi Ağızlarından Derleme Sözlüğü’ne Katkılar 159
ele alarak ‘Erzurum Ağzı’ adlı çalışmasını yayımlamıştır (Olcay, 1966). Bu alanda yapılan en
kapsamlı araştırma olarak nitelendirilebilecek çalışma, Efrasiyap Gemalmaz’a aittir. Efrasiyap
Gemalmaz, Erzurum ilinin tamamının ağız özelliklerini içine alan ‘Erzurum İli Ağızları’ adlı
doktora çalışmasını yapmıştır. Bu çalışmanın; 1975’te birinci, 1995’te de ikinci baskısı yapılmıştır (Gemalmaz, 1978). Seyidoğlu’nun (1975) ‘Erzurum Halk Masalları Üzerine Araştırmalar’
adlı çalışması, doğrudan diyalekt araştırması olmasa da derlenen masallarda bulunan yerel
ifadeler, bize Erzurum ili ağzı özellikleri hakkında fikir vermektedir. Söz konusu araştırma ve
yazılar dışında, Erzurum ili ağzı üzerine kimi müstakil çalışmalar da bulunmaktadır (Fındıkoğlu,
1928; Önder ve Yalman, 1953; Kırzıoğlu, 1962; Şenol, 1964).
Derleme Sözlüğünde Bulunmayan Kelimeler
Erzurum iline bağlı Tafta ve Gökçeyamaç köylerinden yapılan derleme ve araştırmalar sonucu,
aşağıda listelenen kelimelerin Derleme Sözlüğü’nde yer almadığı tespit edilmiştir.
taġġıç (İ) : Alnın tam ortası.
talaşıma (K.İ) : ‘Umurumda değil’ anlamında bir kullanım.
tehmis (İ) : Öğütülmüş kahve satılan yer.
tegge (İ) : Namazda erkeklerin örttüğü başlık, takke.
tel tencik (İK) : İğne-iplik, dikiş malzemeleri.
tellelem teşt olmaħ (D) : Rezil olmak, ifşa olmak.
tello (S) : Aklı bir karış havada olan.
teymik (İ) : Tekme.
tıllik (S) : Dili peltek olan.
tısıħ (S) : Çok zayıf, güçsüz kişi.
tıssik (İ) : Tütün, duman kokusu.
tısüvez (İ) : Zeytine benzer bir meyve.
tiķķoz (S) : Mağrur, kibirli kimse.
toprağa haber götürmesin (K.İ) : Ölmüş birinin ardından konuşulurken söylenen söz.
totoħ (İ) : Ayak, ayak tabanının arkası.
tuluħ (S) : Şişman kimse.
türidi (S) : Kılık kıyafeti düzgün olmayan erkek.
tüt- : Alaycı ifade ile bir şeyin güzel olduğunu söylemek
Erzurum ilimiz ve çevresinde; "türidi" (S) : Kılık kıyafeti düzgün olmayan erkek. Anlamına gelmektedir. Türkçe lüğatlarda yoktur.
Şiiriniz harikaydı, tebrikler. Selamlar.
Harman vakti gelir biçer buğdayı
Hemen caka satar dayı mı dayı
Aslında su katılmamış bir ayı
Tarladan harmanı çalar türidi.
Aybars KARLIDAĞ tarafından 4/11/2021 2:22:03 PM zamanında düzenlenmiştir.