BU İTLER
BU İTLER
Mekke, Medine’ye, Kudüs’e değil... Hep papaya sürer atı bu itler. Masona denir mi secdeye eğil... Benim içimde ki batı bu itler. Sıfatına baksan aklı başında, Emekli tam altmış, yetmiş yaşında, Su sızdırır damın, evin başında... Sacı delik, derşik çatı bu itler. Yetişmişler fetö denilen inde ! Kendi vatanına liderdir kinde ! Gözleri asla yok imanda, dinde... Tanımaz kırmızı hat’ı bu itler. Aklında, fikrinde ihanet, yamuk... Bu yüzden sürüden ayrıdır çamuk. kâfire, dinsize yumuşak pamuk... Müslümana taştan katı bu itler. Yahudi fırkaya olurken yancı... Türküm diyeneyse dert, keder sancı. Oynar sandık düşman ile satrancı... Bana çekti şahı, mat’ı bu itler. Pislik bildiriye sözcük düzdürür ! Düşman sevindirir, bizi üzdürür ! Tasmalı amiral gemi yüzdürür... Benimse batırır şat’ı bu itler. Dürüste yokuşsun sarpsın diyerek ! Över birbirini garpsın diyerek ! Ulusu devirsin çarpsın diyerek... Düşürmez yükseltir vat’ı bu itler. Cumali zamanı evirmek için, Dönen çarkları ters çevirmek için, Uğraşır dururlar devirmek için... Sevmez Tayyip gibi zatı bu itler. Çamuk: Küçük kulaklı keçi ve koyun. Şat: Sığ sularda ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz bir çeşit tekne |