SEN GİTTİN YA
Solan resimlerin çaresizliğinde yürüyen ömrüm, geçen zamanın yenik savaşçıları gibi iç çekiyor.
Sen de gittin ya, yapayalnız şimdi sevinçli, hüzünlü, bulanık, duru anılarım. Yapayalnız bu şehir, yapayalnız dört mevsim. Sokaklara çamur yağıyor. Rüzgarın soğukluğu kamçı gibi yüzümde. İçimde bir yangın büyüdükçe büyüyor, sen gittin ya... Dermansız yalnızlıklar kaldı senden geriye. Martı çığlıkları, kudurgan deniz, lacivert gök hep yarım bir şarkının ezgileri gibi öksüz. Kül renginde anılara yaslayıp başımı, günü güne ekliyorum çaresiz. Ne kadar karamsar olsam da hayatı aşk kırmızısında yaşamak güzel. Aşka dair ne söylesem yetersiz kalıyor. Bir aşiret çadırında kilim motiflerinde saklı yüzün. Ceylanlar suya iniyor ürkek adımlarla. Aşk yalnızlığa meydan okuyor. Umudun şafak vaktindeyim… Talan olan ömrüme inat, kızgın ışıkları sarı bir güneşin, farklı coğrafyaları aydınlatmakta… Günün rengiyle tutunuyorum aşka, Nemruttan, karacadağ’a, Fırat’tan Dicleye uzayan iklimlerin rengiyle büyüyorum. Ayağımda gabardin bir şalvar, yakamda kırmızı bir karanfil. Suriye işi kara egalim aşk destanlarından çıkmış bir masal gibi duruyor çefiyemin oylumunda... Rüzgara karşı dörtnala giden bir süvariyim. Harran’dan Cizira Botan’a kadar her yan o aşk destanından çıkıyor gün yüzüne. Sakallı sofiler erbane çalıp “Zembilfroş”u söylüyor, bir ilahi aşk kutsallığında... Ceylanlar suya iniyor, türkülerin ezgileri yankılanıyor vadilerde, “Urfa dağlarında gezer bir ceylan…” Sonrası sessiz bir ağıttır, kahır damıtır yüreklere. Aynı iklim altında kırlangıçlar ok gibi deliyor göğü… Eski zaman eşkıyaları mekan tutuyor Fırat’ın koyaklarını… Ben de onlar gibi yıldızlara söylüyorum türkülerimi. Yalnızca yıldızlara. Çerçilerin terkilerinde kaçak tütün ve siyah çay. Onların utangaç sesi satıyor üç yumurtaya çocukluğumu. Yıldızlara söylüyorum türkülerimi… Sonrası kahır, sonrası bir belangaz yalnızlık. Ah geceler ne denli karanlıksa, sesim o denli aydınlık. Sen gittin ya… Ben karanlıkta dudaklarını kanatırcasına yalnızlığımla sevişiyorum. Kırlangıçlar geceyi sevemedi. Ceylanlar suya inmiyor ürkek adımlarla. Sen gittin ya… RIFAT MERTOĞLU |
Guzel bir siir. Kutlarim sizi. Yüreğinize sağlık.
Selamlar.