Bir hasretin anotomisiAslında bir çok şey var sana anlatacağım Biriktirdiğim yağmurlar var zulamda Hani topraklarımız kurak kaldığında çıkarırım diye umut ettiğim Bir çay içme hayali var Galata’da yahut Üsküdar’da Ellerimle dokunma isteği var yanaklarına Hani gelsem kutsal bildiğim topraklarına Başımı eğsem önünde gözümden akan damla damla yaşla Tüm yaşanmışlıklar için geçmişte yaptığım hatalar için affına sığınırcasına Tutsan omuzlarımdan kaldırsan gözlerinin hizasına Baksam gözlerine ve sarılsam birikmiş hasretlerimle sana Gelsem diyorum o kutsal bildiğim topraklarına Yalın ayak, çırılçıplak, gerçeğimden sıyrılıp, zincirlerimi koparıp Düşlerin peşine düşsek birlikte ama biz olsak Koskoca şehirde yalnızca Yasaklar olsa yine,,, İnsanlar taksa maskelerini,,, Biz aşka soyunsak yüzümüzü,,, Kuşlar uçsa yine Eminönü semalarında Yenikapı’nın anahtarı bende diye haykırsam insanlara Kuşların gökyüzü, iyilerin cenneti bende Kadifeden karanfil yaptırsak üzerine gül kokusu döktürsek Hazirandan başlayıp baştan aşağı yenilesek takvimi Ekim de senin ellerinin izi olsa Kasım da benim gözlerimin yaşı Bir hasretin anotomisini yazsak, yaşasak, anlatsak seninle Aslında ne çok şey var yapmak istediğim seninle Gecelerin saatleri yetmez konuşmak istediklerime Şöyle bir hayal ettim de, türlü türlü ruh haline bürünürdüm heralde Gülerdin belki de ağlardın halime Kah coşkulu olurdum, kah duygusal Sakin, sinirli, hırçın ve uysal Yıllarca bana yaşattığın ve görmediğin Olanca duygularımı sergilerdim önümde Belki bir şiir okurdun sakinleştirirdin beni Ve belki de... Her neyse ... |