Kıskanırım
Yüreğime oturmuş, yitirme korkusuyla,
En mutlu anlarımda için için yanarım. Dudağımda hüzünlü gözlerin türküsüyle, Sen güneş, ben dünyayım, etrafında dönerim. Aklımın köşesine yerleşip sırıtırken, Kaç kere güreş tuttum, şeytanla senin için. Sevilmeme kaygısı gönlümü çürütürken, Bana sevgini söyle, imanın dinin için. Eğer bir gün gitmeyi geçirirsen aklından, Gözlerime bakarak, canımı al, öyle git. Zehirli iki sözü çıkararak saklından, ‘’Seni sevmedim’’ deyip, ahrete sal, öyle git. Sana bakan gözlerin sırrını okurum da, Kaç kişinin düşünde sabahlarsın kim bilir? Bülbül gibi öterek, en neşeli durumda, Elin tutsa birini, seven kalbim irkilir. Birer birer yolarım, kokladığın gülleri, Seni öven türküyü sazından kıskanırım. Çocuğunu severken yüzündeki halleri, Yavrunun sevgi dolu gözünden kıskanırım. Mehmet Nacar |
Gözlerime bakarak, canımı al, öyle git.
Zehirli iki sözü çıkararak saklından,
‘’Seni sevmedim’’ deyip, ahrete sal, öyle git.
Böylesi seven bir yüreği bırakıp çekip gidene ne denir bilemiyorum, eskilerde kalmış güzel efsane aşkların günümüzde örnekleri öylesine azaldı ki, bırakıp gitmek yerine sahiplenmeli yürek. Değerli hocam, kuvvetli kaleminizle kelimeler dahi aciz kalıyor bazen. yürekten kutluyorum...