Ne yapmayı düşünüyorsun sen şimdi
Uzaklardan attığın harflerden belli
Gözlerin ile aynaya baksan görebilecek misin beni
Suçta sensin sevda sensin şimdi

Ulaştın mı gökyüzüne
Ulaştın mı tüm evrene ve aleme
Oysa bulutların içinde arayan bendim seni
Buseleri yüzünde fark etmedin mi

İçimi dökmüştüm bahçene
Bir gül bir papatya koparıp alsaydın eline
Renkleri sende kalsaydı çeşitlerinin
Gülü beyaz papatyayı sarı severdim senin için
Yıkık döküktü gönlümün her tarafı
Harabenin altında yüreğim
El atıp kaldırmayan senin bendeki halin

Öpme dur kirleteceksin dudaklarını
Çek ellerini sakallarımın üstünden
Tutunacak dünyam kalmadı tekrar yeniden
Yaşayamam aynı acıları
Kayıp edemem kendimde ki sevda yanını
Özlerim ama ağlayamam bendeki her damlanın anısı var
Yaşlarımı silen masum gülüşlü bir bahtiyar

Bedenin her tarafını tarif edeyim sana
Öpüp koklamadığım yeri kalmasa da
Gözlerin içinden bir ben çıkarayım sana
Senin bende hatırın var unutma
Acıtılan kesip atılan ruhumun içi
Tarumar kaldı kalacak ebedi

Buzlu olsa da mevsiminde sokakların her yeri
Sakladığım mahzenimde şarap gibiydi
Tuzladığım yollar vardı karda kış da
Çöplerin arasında bulurdum her yanı mı
Çöpçüler kazardı mezarı mı

Yer kahverengi gök gri
Ortasında kimin hayatı renkli ki
Gökkuşağının nerede fıstık yeşili
Şarabi renginin adı bile gizemli
Sormuyorum sarıyı kırmızıyı maviyi
Gözlerinin rengi güneş görmeyen içim gibi
Giydiğin elbisenin rengi yavruağzı değil mi
Attım uzaklara kendi mi mor gibi eflatun gibi
Unutulmanın adı hangi renkti

Derdime derman olacaksa bakışların
İçindeki seni unuttum diyecek kadar mıydı
Sözlerindeki sen
Bir evliya değilim uçarak gönül ile sana gelsem
Tutunacak dalım yok sitem kahır etsem
Diyar diyar gezdim yıldızlarda
Senin simanı çizdim gökyüzünün boşluklarına
Bulutlardaki damlalara sor beni
Yağmur olup gezdiğim nehirlerde
Irmaklarda bul geçişi mi
İsmail Esiner