Ruhumun Derinlikleri
Hayat akışında sürüklenen kuru bir dal misali geçiniyoruz zamanda
Aşkı taktılar kolumuza sevdayı gül bahçesi yaptılar yolumuza Dikenleri kimse temizlemedi anımızda Ayaklarımızı kimse giydirmedi kan revan olunca Canımız yanınca hepsini anladık Yeşermişti yapraklar dünyanın bahçesinde geçer iken kandık Görünmez bedenler içinde ateşten hırka giymiş gibi sandığımız Kimyası bozulunca panzehir ile zehirlenen insan da asıl zehre bandığımız Yaşlandı her sözde gözler damlalar yere dökülünce bir ağacı besler Bırak yeşermesin yaşların içinde kalan çiçekler İnsan da gam keder olunca dökülür sözler Tutmadık mı isyanı feryadı içimizde Ölenler kimlerdi kefen giymedi ki bizde Durup düşündük her seferde yıkıla yıkıla Taşımadık mı harabeyi sırtımızda Her sevinçte bulmadık mı gülmeyi Feryadı figan eden gönlümüzü bitap düşüren olamasa İnsan içinden insan çıkan biz değil miyiz Zevk ile sefa sürer iken sizli bizliyiz Mey ile meşk eder gönüller kanunda dinler kemanda Yırtılan hayat kâğıdında kaldı bir yanımız birde anda Okuyan biz yazdıranda biz Kalemin mürekkebi bitmediyse ömürde kalan biz Geçmeyen hayatlar mı var ki dünde de bugünde Birde seni sor bende Sen bana bir kadeh ver ben sendeki seni anlatayım Kendi halimin ahvalinde Sen bana bir hayat ver ben sendeki sensizliği tanıyayım Ruhumun derinliklerinde adını anayım İsmail Esiner |