Kanat Çırparken
KANAT ÇIRPARKEN
Lâ ilâhe illallah mührüyle Sen, arşta Sen Her zaman ve zeminde, sonda ve hem başta Sen Âh aşkla söylüyorum; bir ortağın, yok eşin Hiç aksi olmadı hiç aldatmadı güneşin Uçan bir kuşum güya, ufkumda başka âlem Hayâli fersah fersah, sürgün olmak mes’elem Hep bir oluş içinde, bir süreğenlik malûm Geçmişten geleceğe, uyum içinde uyum Her şeyde aynı murad, saatlerde uğraş var Ân, gün, hafta, ay ve yıllar da telaş var Gecelere karanlık hem sabaha düşer tan Denizlerde o tılsım, maviyle hep kaynaşan İfşası bak dilinde, bütün ışıkları yak İşte toptan gizlerin, bileni Cenab-ı Hak Hıncahınç bir akışta, yıldızlar alay alay Hilâl şeklinde gelir ay bazen de dolunay Gökkuşağı ısrarla, mümtâz hünerleriyle Hem rengarenk bir resim çiziyor elleriyle Şehirlerde kargaşa, yığın yığın akım hep Kim bilir hep beraber, toplu sefere sebep Mevsimlerde döngüler, iklimler sıra sıra Lebaleb bir nizamı andırıyor manzara Neden verilmiş bunca ah sırnaşık mâlumat Öncesi, sonrasıyla, hem bir çift konum hayat Şu sözde aşılmayan, azametli şu dağlar Eğilir utancından, yarın diz çöker ağlar Uzadıkça uzuyor, bu yolculuk ne âlâ Habire çırpınır hem savruk aklım pekâla Ah vakit daralıyor bu kadar çok düğümle Bir deveran içinde geçiyor gördüğümle En nihayet bu sürgün, düşlerimle buluştu Belli ki bir çıkar yol, hayâli kurtuluştu... Ocak/2015 F. Selçuk Soylu |