atsız geçiyor arabacılar
Ne bahar
ne güz hayat bu öylesi dümdüz ne mevsim ne yıl ay nerede zaman kayıp gün gece ardında gece koynunda gecenin kalemler kağıtlara hasret kağıtlar solgun mum isi düşmüş üzerine buğulu cam altındaki masanın menteşeler mi eski ağır mı gelir kapı bir gıcırtı ufaktan yolun tozu kalkar altı ne zaman delindi nasırlı ayaklarım üşüyünce anladım pabuçlarımın bir dilim ekmek katıkta bir ayran su da olur su da olur balıklar irisi ufağı rüzgar yine eser yine uğultu beynimin hangi sokağında lambalar sönük rutubet kokar kaldırımlar atsız geçiyor atsız bu gün arabacılar hammalı olmuşsam bedenimin ne çare küfesiz taşırım kendimi ayaklarım az daha dinç olaydı iyiydi olsun be olsun akşam da olsun nasıl olsa buluruz bir kaç çör çöp çalı çırpı birde teneke eğri büğrü eski gazeteler vardı kıyı köşe saklanan çalı çırpı tamam çör çöp de yanı başında eh bir kaç gazete yaprağıda hepsi tıka basa tenekede bi de kibrit olaydı iyiydi rüzgar yine eser yine uğultu beynimin hangi sokağında lambalar sönük rutubet kokar kaldırımlar atsız geçiyor atsız bu gün arabacılar kaç sefer söyledim kendime kaç saymadım ki çekil şu cam önünden yaramıyor sana GİDEN GİDİYOR GİDEN GİDİYOR Gidiyor işte kim bilir eli kimin elinde atsız geçiyor arabacılar atsız gıcırdayan menteşe mi sol yanım mı?... 27/01/2021 Marmaraereğlisi/TEKİRDAĞ |