UYAN MİSKİNLİKTEN NE OLURYeter artık yerinde mıh gibi çakıldığın Kaldır başını etrafa bak, at üzerinden miskinliği Bilmece gibi değilki çevren, anlamaktan kaçtığın Sen onlara bir adım at, onlar sana gelsin üç adım En son ne zaman okşadın? kokladığın gül yapraklarını Hatırında bile kalmamıştır ki; kadifenin yumuşaklığı Üzerinde yürümeyi severdin caddedeki kuru yaprakların İşte onlara benzedin, neşelere bürünmez artık varlığın Benden önce koşardın parktaki palyoçaya gülmek için Sabahtan başlardın pervane gibi dönmeye; bitmezdi hiç enerjin Hele ne çok severdin benimle iddalara girip lades kemiği kırmayı Söyle hiç mi aşina gelmiyor artık sana!! o neşeli çocuk gülüşlerin Barut gibi sinirliyken bile; kapı hızlı çarpsa koyuverirdin kahkahaları Akşamdan kalmışsan mutlaka farklı renklerde giyerdin çoraplarını Gelin!! fıstık ezmeli kahvaltı yaptım, derdinde çay bile yapmamış olurdun Her şeyi bir kenara bırak ta; özlemeyecek misin hiç can arkadaşlarını Tutuver elimi, gülücüklerle neşeye boğduğumuz günlere dönelim Küçüğü, büyüğü, zengini, fakiri ayırmadan yeniden doyasıya sevelim Hani bunu yapmalıyım derdik ya inatla; yeniden o azmimize bürünelim Hayat hızla geçiyor ey dost ; çarklarından ezilmeden korkmadan yürüyelim Alev Yavuz |
yüreğinize sağlık...