Hafta sekiz gün dokuzHafta sekiz gün dokuz geçerdin kapımızın önünden şimdi periler dolaşıyor sokaklarımda gittiğin günkü göz yaşım kurumuş yanaklarımda bazı şeyler bir daha başlamamak üzre biter Dönerim sanma ettiğim yeminden Hafta sekiz gün dokuz dağılırdım seni görmesem koşup gelmez miydim gel desen rüyalarımda sen hayallerimde sen ne bir haber var ne bir postacı ne de bir haberci kuş yapışmış yakama hayatın kıskacı sen dualarımın amini sen son kararımın yemini yazık ki senin aşkın almamış demini dilimde buruk bir acı bıraktı belki haber veren olmadı o gün sözleştiğimiz gibi aynı saatte gidip saatlerce bekledim dans ediyordu yeni girmişti ilk bahar bir ayak sesi duyup sıçradım bu odur dedim çocuklar saklambaç oynuyorlarmış ben de saklandım gelince beni bulama diye yıllar önce verdiğimiz sözümüz yeminimizdi aşağılara vadilere doğru inince su zambakları gördüm nilüferler uyuyorlardı ninni gibiydi çağlayanın sesi girip yıkandım kuşlar hepsi birden uçuverdiler bir kadın yolun sonunda elma satıyordu bir sepet yeşil elma aldım bütün gün oyalandım tekrar döndüm yerimize uyumuşum orada gözümü bir açtım buğday tarlasında uyuyordum her yeri sarı sapsarıydı Van Gogh’a rahmet diledim sabır tespihimin taneleri kırılıverdi her biri mavi bir göz olup ağladı hafta sekiz gün dokuz artık her hafta ordayım Yüksel Nimet Apel 1.Ocak.2021.Cuma. Bodrum |