Ey Diyarbekir Diyarbekir İki Bin Yirmi Yılı Senin Yılın Olacak
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Dünyaya meydan okuyan surların gözleri efsunlayacak! Herkes senin nadide sevgin ve muhabbetinle dolacak! Güzelliğini ve nadideliğini gören gözler, Senin harikuledeliğini anlattıkça anlatacak. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Seni gören herkes, hayranlığını gizleyemeyecek Övgünü duyanlar seni bir gün önce görmeye gelecek! Sevildikçe sevileceksin, Yatırlarında aşk ve şevkle dua üzerine dua edilecek. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, suyunu içen herkesi, meftun edersin kendine! Havanı teneffüs edenler, şükreder hal ve ahvaline! Ceket yakalarının sol köşelerine, rozetin takılacak! Duaların kabulü için yalavarıp yakaracaklar yerin göğün sahibine. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, sevmeyi şiar edenlerin gönlünde, sultanların sultanı olacaksın! Sen ve sevgin, fikri güzel gönlü güzellerin gönlüne doldukça dolacaksın! Sen, sende yazılmış aşk ve sevda kitaplarının ana fikri ve mukaddimesi olacaksın! Ve sen, insanlıktan nasiplenmiş insanların, en müzmin yaralarına şifa dağıtacaksın. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, tarih sayfalarına altın harflerle yazılmış yazar ve şairlerin yaşam tarzısın! Sen, güzelliğine herkesin hayran olduğu, gelinlik kızların cilve ile nazısın! Sen, en dertli şarkı ve türküleri çalan, akordu mükemmel yapılmış sazısın. Ve sen, sende doğmuş, sende yaşamış, sana sırılsıklam âşıkların hazsısın. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen okunmakla, yazılmakla, kadir kıymetin bilinmez, kesinlikle görülmelisin! Aşkın gergefinde çok mahirce desen desen, motif motif ilmek ilmek örülmelisin! Sen, sevda abidesi gönüllere, işin kolayına kaçmadan gömülmelisin! Ve sen, insana cennet muştusu veren, veli zatların, asla ve asla unutulmayan cümlelerisin. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, kapkara surların sağlamlığı, hevsel bahçelerinin yorgunluk gideren ihtişamısın. Sen, seksenbir vilayetin içinde, buram buram, tarih kokan, en muhteşem olanısın. Sen, seni canı gönülden sevenleri en hayırlı alın yazısı ve en talihli bahtısın. Ve sen, kıyamete sürecek olan, fakir fukarann, garip gurabının, en mutlu yarınlarısın İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir Sen, çifte yürekli, gözü kara, mert ve babayiğitlerin vatan ve sılasısın. Sen, benim ben diyen insanların en hasısın. Sen, çocuklarını helal lokmalarla doyuran, bir babanın gayret ve çabasısın. Ve sen, yorgunluktan bitap düşmüş işçilerin, gölgelendiği asırlık çınar ağacısın. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey diyarbekir Diyarbekir! Sen, insanı çok mutlu eden, şipşirin uykularda görülen rüyaların, en güzel yorumlarısın. Sen, Suzan Suzilerin, aşk fidelerinin kök saldığı diyarlarısın. Sen, yedi düvelde eşine rastlanmayan, yüzlerce binlerce medeniyetlerin ev sahibisin. Ve sen bire yüz veren, bereket simgesi, gönül tarlalarının mahsülüsün. İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, hak ile batılı birbirinden ayıran, sevda sürmeli gözlerin ziyasısın. Sen, bir seyyahın kız kum çölünde, karnını doyurduğu en helal erzakısın Sen, rengarenk Muhammedi güllerin, içine konulduğu gönül vasosusun. Ve sen, yazın Ağustosunda, hararetleri gideren buz gibi suyusun İki bin yirmi bir yılı senin yılın olacak! 24/ Aralık /2020 |