Baba Ocağı
Annen sana gebeydi, heyecan, sevinç vardı
Görünüyordu artık mor sümbüllü bağ ardı Gözlerini açtın ya, evi neşeler sardı Mutlulukla dolan bir gündü baba ocağı Önce ismin koyuldu ve insanlar tanıdı Sen olmuştun be artık evin kolu kanadı Hâlimize bakıp da bazıları kınadı Gece gündüz adını andı baba ocağı Yeri geldi hüzünler tavan yaptı hanede Dünyalar bizim oldu doğduğun o sene de Fakirdik ama isyan etmedik biz yine de Sofrada aş’a kürek bandı baba ocağı Önceleri susuz bir çöl gibiydi bakışlar Ne fırtınalar gördük, zemheri kara kışlar Cıvıl cıvıl ötüşür olmuştu göçmen kuşlar Varlığınla sevgiye kandı baba ocağı Ah etmedi bir kere bakımından bunalıp Sana tokat atmadı el sözüyle yanılıp Her kapı çalışında arkasına yönelip Seni düşünüp geldin sandı baba ocağı Sesin koca cihana duyuldu yanık yanık Çekemeyen herkes de oldu binbir panik Tertemiz yüzün gönlün ay gibi, halk’a dönük Senin o parlamanla şandı baba ocağı Badireler atlattın evlat, yollardan geçtin Sen aşkın şarabını hep kana kana içtin Kendine has serüven sanat dalını seçtin İşte o yolda sana candı baba ocağı Son günlerde bitkindin hastalanmıştın artık Hüzün düştü haneye, gönüller talan yırtık Pencereler kapalı, perdeler de hep örtük Ateş düşünce yaktı, yandı baba ocağı Biliyorsun ki sendin ailenin kalesi Eğilmedin kimseye, olmadın hiç kölesi Açmaz oldu bahçenin sümbülleri, lalesi Yıkılmış viraneye döndü baba ocağı Belliymiş meğer zalim hastalığın emeli Arkanda bıraktığın yavruna ne demeli Yerle yeksan oldu bak evimizin temeli Aramızdan ayrıldın, söndü baba ocağı Senin ölümün onmaz yaralar oluşturdu Yetim kalan yavruna kareler oluşturdu Zannetme ki olumlu çareler oluşturdu Hüzünler deryasına indi baba ocağı Kolay değil bilesin, bu yükü taşıması İyileşmez bir ömür, kaşınacak yarası Vakti gelen gidiyor, aldın ölüm sırası Yaşıyorken sallara bindi baba ocağı Yakuphan Kılınç |
Döndürmeye çalışsam da nafile. Söndürmeye çalışsam da nafile. Sündürmeye çalışsam da nafile. Bindirmeye çalışsam da nafile. İndirmeye çalışsam da nafile. Dindirmeye çalışsam da nafile. Sindirmeye çalışsam da nafile. Kandırmaya çalışsam da nafile. Andırmaya çalışsam da nafile. Sandırmaya çalışsam da nafile. Bandırmaya çalışsam da nafile. Yandırmaya çalışsam da nafile. Sundurmaya çalışsam da nafile. Kondurmaya çalışsam da nafile. Dondurmaya çalışsam da nafile. Ondurmaya çalışsam da nafile. Kaktırmaya çalışsam da nafile. Yaktırmaya çalışsam da nafile. Baktırmaya çalışsam da nafile. Taktırmaya çalışsam da nafile. Döktürmeye çalışsam da nafile. Söktürmeye çalışsam da nafile. Çöktürmeye çalışsam da nafile. Büktürmeye çalışsam da nafile. Ektirmeye çalışsam da nafile. Çektirmeye çalışsam da nafile. Sektirmeye çalışsam da nafile. Bıktırmaya çalışsam da nafile. Sıktırmaya çalışsam da nafile. Tıktırmaya çalışsam da nafile. Böldürmeye çalışsam da nafile. Güldürmeye çalışsam da nafile. İçindeki şeytanı öldürmeye çalışsam da nafile. Yoldurmaya çalışsam da nafile. Soldurmaya çalışsam da nafile. Doldurmaya çalışsam da nafile. Oldurmaya çalışsam da nafile. Attırmaya çalışsam da nafile. Sattırmaya çalışsam da nafile. Kattırmaya çalışsam da nafile. Tattırmaya çalışsam da nafile. Çattırmaya çalışsam da nafile. Tutturmaya çalışsam da nafile. Yutturmaya çalışsam da nafile. Unutturmaya çalışsam da nafile. Çaldırmaya çalışsam da nafile. Aldırmaya çalışsam da nafile. Kaldırmaya çalışsam da nafile. Daldırmaya çalışsam da nafile. Saldırmaya çalışsam da nafile. Kıldırmaya çalışsam da nafile. Yıldırmaya çalışsam da nafile. Bildirmeye çalışsam da nafile. Sildirmeye çalışsam da nafile. Yazdırmaya çalışsam da nafile. Azdırmaya çalışsam da nafile. Kazdırmaya çalışsam da nafile. Çizdirmeye çalışsam da nafile. Gezdirmeye çalışsam da nafile. Sezdirmeye çalışsam da nafile. Bezdirmeye çalışsam da nafile. Ezdirmeye çalışsam da nafile. Kaptırmaya çalışsam da nafile. Yaptırmaya çalışsam da nafile. Saptırmaya çalışsam da nafile.
Yakuphan Kılınç