Ben...Şükür, kukla değil, hür bir insanım, Dünyayı gördüğüm göz benim gözüm… Şahsiyet mührümdür, bu adım, sanım, Yayını kurduğum öz benim özüm… . Yüreğim doğruya, güzele aşık, Düşünce, gecemi küçülten ışık... Ürker hep haramdan tuttuğum kaşık, Kısmete yorduğum az benim azım... . Bilimle, teknikle coşarken Batı, Zirve yapmış bizde “zikir” sanatı… Cehalette görüp, her kabahati, Bin utanç sardığım yüz benim yüzüm… . Asırlar var bizde, beyin yasaklı, Dogmatik alimden alırız aklı… Oysa formül çağdaş kültürde saklı, İleri sürdüğüm tez benim tezim… . İmama sorarsan, “âmin de yeter”, Sanki din “din değil”, bir nevi eter… Olur mu saadet, yoksa emek, ter, Şuurla girdiğim iz benim izim… . İçimdeki beni edip de zimmet, Umut tacirinden dilemem himmet… Uymam, yanlış yola girmişse ümmet, Tanrıya verdiğim söz benim sözüm… . Güç verir hurafe, bidat cahile, Onun da bildiği şirk, riya, hile… Yanarken bu hazin hale ah ile Bağrıma serdiğim köz benim közüm… . Kaplamasın diye ruhumu kurum, Düşünür, taşınır, dinler, okurum… Kendi hayatımı kendim dokurum, Tezgâha gerdiğim bez benim bezim… . Bazen şarkı, bazen türkü çalarım, Bazen zevke, bazen hüzne dalarım… Bazen şükür, bazen sitem salarım, Teline vurduğum saz benim sazım… . Herkesin hesabı kendine göre, "Ben"i "biz"e kurban eder her töre... İnsanlık peşinde iz süre süre, Arayıp durduğum giz benim gizim... . Sürüyle gezerken "biz" tafrasında, Hakikati sezdim "ben" şifresinde... Sevgiyle süslenmiş his sofrasında, Farkına vardığım haz benim hazım... . Veli BOSTANCI (Ankara, 2017) |