GARDİYAN
GARDİYAN
Hey gardiyan! Gel de yağla şu ranzayı Mapus damında çekilmiyor gıcırtı Her gece takmış uykusuzluk kancayı Bazen uğultular, bazen de fısıltı Beynimi delercesine şu şıpırtı Damlıyor soğuk taşa, tâ fecre kadar Yan koğuştaki azap veren hırıltı Söyle bana gardiyan, daha ne kadar? Hey gardiyan! Hep karanlık mıdır zindan Sen bilirsin!.. Yârine kavuşan var mı?.. Müebbet yemişiz, akıllara ziyan Ecelin pençesinden kurtulan varmı? İdama mahkum, gardiyan, bak, bu Hasan Kader işte, değişmez alın yazısı Ölüm hükmü değil, asıl onu yıkan Nişanlısının iki satır yazısı Ah be gardiyan, derdin hangine yanam Saniyeler ay’a denk, saatler yıl’a Bekler bir yanda Babam, bir yanda Anam Özlem, hasret meğer ne büyük bir Sıla Duvarlar üstüme üstüme geliyor Gün doğmuyor, adeta duruyor zaman Katmer, katmer çilem acı veriyor Vâde dolmadan ölünmüyor gardiyan Bilirmisin gardiyan tahassür ne zor Ardından ağlayan yavruların varsa İşte tam da burada, yüreğimde kor Vuslatına tutsak bir sevdâlın varsa Şimdi al şu mektubu, sakla gardiyan Tabutum çıkarken hücreden teslim et Oğluma, kızıma, kim varsa ağlayan Sizi çok seviyordu de, teselli et Ney mi yazıyordu mektupta gardiyan Söyleyeyim, merakını gidereyim; İnandım bu dünya boş, bu dünya yalan N’olur Hakkını helal et sevdiceğim M. Fatih www.m-fatih.de |
GARDİYAN şiirini beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...