Bir masal anlat bana ....
Uykunun yine kapıdan sessizce kaçtığı,
İlhamın bacadan girdiği , Bir geceden yazıyorum sana. Yine sana...hep sana. Katran karası gecenin Ve onun kadar kara gözlerinin hatırına. Issızda kulaklarımı okşayan, o sesinin hatırına. Hayalimi kucaklayan kollarının hatırına. Bu kadar hal hatırdan sonra, Bilsen şimdi ne çok ihtiyacım var sana.! Yine gelsen ansızın. Herhangi bir Aralıktan Bir seher vakti. Kuşlar bile ötmeden, Göstermeden henüz ufuktan güneş çehresini . Dallara düşen bahar müjdesiyle yine görsem seni . Yüreğim çıksa yerinden yine, Aklımda ona eşlik etse. Şaşırsa ayaklarım rotasını sana gelse. Yanlışlıkla değse ellerin ellerime. Mahcup bir edayla baksam yüzüne. Sende anlatsan, gözlerinden gözlerime. Sevgili ,o kadar derinlerde de bırakma beni, Tut ellerimden, düşürme.! Bu kadar yaklaşmışken Bir kez daha çekeyim kokunu içime. Misk i amberlerin hatırına. Ey yüreğimin yangını! Nârına yandığım yâr! Nasıl sesleneyim sana? Nasıl duyarsın beni? Nerede görsen tanırsın? Hangi rüzgârla gelirsin bana? Hangi yağmurla düşersin toprağıma? Gelemesen de aynaya bak bir defa! Suretini gördüğünde ,dediğimi anlarsın! Tutsaklığım yetmedi mi hâla? Gel de kurtar! … Yüreğine yatır beni. Sıcağında sar sarmala. Saçlarım omzumdan salınsın omuzlarına. Bir masal anlat bana. Biraz senli olsun, biraz benli. Benim gibi yazılsın alnının yazısına. Senin gibi de okunsun ruhuma. En çok da bu gecenin hatırına. Dip not : sensiz bırakma emi Arzu Yücel |