Güz Bitimi
tut ellerimi
işe yaramaz cüssemi bırakma bu serseri meydanlarda kar yağmadan bir hatır kahvesi içelim sakın bırakma sevdam senin kadar ince sonra dağlarımda karlar erimez günbatımında donar kuşlarım bırakma diyorum dolunayda tufanlarım kopmadan son türküler söylenmeden ve kar yağmadan eski bir sehpa iki çay bir de yarım kalmış ikinci el bir aşk kalsın doyumsuz aşkların geceleri yasaklı şiirlerimizden şarapların kırmızısına günahları yazılsın tanrıca bu hallerim ve yalancı bakışların girsin amel defterine bir günah ki kaç duruşmalı hangi yıl hangi gün biter cezası daha kaç kadeh içtirir senden sonra mahpus demirinden dört tarafım kuşandı anlamını yitirdi, tükendi şiirlerim anlamlı cümlelerim hepsi ihanete uğradı kafiyesiz şiirler yazmaya başladım çünkü sığamadın hiç bir kalıba şimdi ben bütün şiirlerimi silsem satırlarım aşkının boşluğunda kalır müzikler notasız günlerim gecesiz ve sensiz.... artık soğuk yağmurlar yağacak kirpik uçlarıma asılı yaşlar çiy tutacak kalbim reddediyor süzülüp gitmeni düşüyorsun başımdan ayaklarıma büklüm büklüm teslim oluyorum sessizce güz mevsimi bitmek üzere seninde biryerlerin incinmiştir durma anlat hayallerin nasıl sular altında kaldığını gözlerin nasıl arkadan baktığını o gözlerin ki kurşuni renkten bulmaya dört mevsim gezdim ......... |