Arz-ı Hâl…. Konuşamaz asla aynı lisanı, Bir araya gelse dördümüz bizim… Boğduk ihtirasla aklı-izanı, Nasıl bitsin böyle derdimiz bizim… . Üzümünü yeriz, bağı sormayız, Helale-harama kafa yormayız… İkaza-öğüde değer vermeyiz, Erdem mezarlığı ardımız bizim… . Hurafe kurbanı duruş eğreti, “Kâfire” kaptırdık hırsı, gayreti… Bozar bizi çağdaş ilim, öğreti, Silahsız eğitim ordumuz bizim… . Çok sevdik nedense parayı-pulu, Şu üç günlük dünya kime tapulu? Nefsin esiriyiz, güçlünün kulu, Kendi içimizde kurdumuz bizim… . Kulağımız sağır, gözümüz şaşı, Kar etmez sağduyu felcine aşı… Kem düşler günahkâr hazların aşı, Münafık çıktımız, girdimiz bizim… . Kaderi yaşarız, gelince lafa, Müptelayız lakin hile, hilafa… Allah’la düşülen her ihtilafa, Mazeret üstüne virdimiz bizim… . Kanundan ürkmeyen talanlar bizde, Doğrudan korkmayan yalanlar bizde… Her makamdan kaval çalanlar bizde, Nüfusta küsurat merdimiz bizim… . Fitne-fesat kanal kanal dolaşır, En ücra köydeki halka ulaşır… Her beyne siyaset kiri bulaşır, Düşer şer seline ferdimiz bizim… . Ecdat yadigârı bu kutlu diyar, Olmamalı Türk’ten başkasına yar... Varsa arzda bir yer cennete ayar, Şüphe yok ki o da yurdumuz bizim… . Veli BOSTANCI (Ankara, 2017) |
Yüreğine emeğine sağlık
____________________________Selamlar