FELSEFEDEN ŞİİRE
Ahmet
Sultanbeyli de bir mahallede oturuyor Sabah işe gitmek için beşte kalkıyor Uykulu gözlerle biraz durakta bekledikten sonra İtiş kakış zorla biniyor otobüse Yoğun trafikte Otobüs dura kalka zor ilerlerken Ahmet de zorla duruyor ayakta Uykusuz gözlerini yandaki oturanlardan ayırmıyor Ahmet Kalkan olursa oturanlardan En hızlı hamleyi de Ahmet yaparsa Kapıyor koltuğu yaslıyor sırtını Bir sevinçle şükrederek İneceği durağa kadar da kestiriyor İki saat sürüyor Ahmet’in Mecidiyeköy de bulunan İş yerine varması Mehmet de Sultanbeyli de bir mahallede oturuyor Ahmet’in oturduğu mahalle ile yan yana Yalnız Mehmet’in oturduğu mahalle farklı Oturduğu ev de farklı Şu villa flan dedikleri Kapısında bekçisi İçinde hizmetçileri flan olanından Mehmet’in işyeri de Ahmet’in ki gibi Mecidiyeköyde Yalnız Mehmet, Ahmet gibi beşte değil Sekizde kalkıyor Ahmet gibi durakta kahvaltıyı İki poğaça ile değil Otuz çeşitten oluşan hazır kurulu sofrada yapıyor Mehmet, işe Ahmet gibi on liralık akbil le değil Özel şofürü olan lüks otomobiliyle gidiyor Yolda trafik sıkıştımı, şoförüne arıza şeridini gösteriyor Cezası mı? Mehmet’in götürdüklerinin yanında Çerezin çekirdeği değil Ahmet sıkışık trafikte ite kaka iki saatte varırken işyeri ne Mehmet kahvesini yudumladığı lüks otomobiliyle Arıza şeridinden yılan gibi akarak Yarım saatte varıyor işyeri ne Ahmet’i de Mehmet’i de yaratan aynı Tanrı Ahmet de Mehmet gibi aynı Tanrı’ya inanıyor Yalnız Mehmet’i ödüllendiren Tanrı Ahmet’i nede cezalandırıyor Veya Ahmet’i cezalandıran Tanrı Mehmet’i neden ödüllendiriyor Rüstem Bingöl |
Yüreğine emeğine sağlık
________________________________Selamlar