sıtkı abi'nin berber dükkanındaydık!
diyarbekirli kom’ser abdülkazim abi ense kıllarını toplattırıyordu...
sıtkı abi jiletle alsam mı kom’serim... sordu! " çabuk al! sıtkı sana kurban! essentukili doktor kız pencereye çıktı de haydi!" alexey akşamları pavyona şarkı söylemeğe çıkıyordu! abdülkazım abi sicili kırılır hem masrafa can mı dayanırlıktan... pencere -cam oynaşmasıyla gönlünü eğletiyordu. sıtkı abi’ye cermeydi. saatte geliyordu diyarbekirli çapkın. " canın yiyem enseme bir tokat!..." ardahan’ın eniştesiydi... şivemizi bizden iyi... yapıyordu. düz ardahan’ın düzünden ve gökyüzünden parayı bulmuş otuz, otuz beş yaşlarda genç işadamı... traş olmak sırasında, kapının yanbegine yırtık koltuğa oturmuştu. halis abi... eski zenginlerden, şimdi lippo kalmıştı. son kişiydi berber’de oğlu ve oğulları anasını bellemiştiler halis abi’nin: halis abinin serveti: kırk üç dükkan, karagöl’de üç apartman, fahrelin dağında iki yüz tosun... ziraat banka’ya borç, denizbank’a kefillik... bitcoinler, newyork borsasında bakır ve mercimek kupürleri. iflas ettirmiştiler baba’yı! halis abi mezbahanın oralarda iki odalı aralık... ta ikametteydi: hayrına izmir’e göçmüş biri himmet etmişti. karısı anasıgile gori’ye gerisin gitmişti. deport... " to georgia" düz ardahan’lı işadamı burhanettin: " halis abi sen çok bedleşmişsin!" dedi. halis abi oralı olmadı. " halis abi eskiden sen kendine nasıl fors ederdin ya!" " o eskidendi burhanettin can! biliyorsun ender’nen önder neyittiler anama..!" " ya halis abi çok pisleşmişsin!" abdülkazım abi diyarbekirlidir... belinden sıyırdı on dörtlüyü beriki eline sıtkı ustadan kapmış ustura’yı, "kağh çık ola; orospi çociğiii! altın çamura düşmeyle sakıt olmaz!" istanbul yolcusu, tikkoşluların kahvehane müşterileri cümle- alem yettiler de abdülkazim abinin elinden züppe burhanettini aldılar! "yiğitlik sen de kalsın! halis abi, sıtkı abi, abdülkazım abi!" "burhanettin ola dıllo sen adam mısın?" yalçıner yılmaz 31-10-2020 çanakkale |