EMEKÇİNİN ŞİİRİ Yıl 1990 Bir gece yarısı
EMEKÇİNİN ŞİİRİ
Yıl 1990 Bir gece yarısı Aylardan nisan mı mayıs mı bilmem Bilmem hangi zamandı Zamansız bir zaman Zifiri duman Etraf serapa sis Göz gözü görmüyor Ayak bastığı yeri Toprak batıyor saça Ve bilmem kimin canı Bilmem kimin elinde Kaça alınır Satılır kaça İşte böyle bir mahşer Sabah erken Eve dönerken Pürtelâş ayrılıp Koş babam koş Mahşere kadar Çalış babam çalış Akşama kadar Sanki gidilecek yol var Ta şama kadar Anandan içtiğin süt Burnundan gelene kadar Yediğin yemek içtiği su Zehir olur Ah bu makine sesleri Tangır tangır tıngır trak tak tak takırrrrrt ve sonra kalın enseli Suratı asık Kolları basık Havuç burunlu Nemrut dudaklı Adam Şey yani şu bizim patron Adam demeye bin şahit ister Matbaacı şu meşhur Babıali’de Adı hacıya çıkmış bir nadide(I) İken Bir dakika dur durak yok Biz böyle hürriyetten mahrum Mahkûmuz esarete Gün 24 saat Çalış babam çalış Havasız susuz güneşsiz Yaşamaya Ve bir it gibi Bir çöplükte Kör bir kloşunla serilip yere Ölmeye alışmışken O mahut patron Bakışı bir kara Zavallı maskara İken Onu biz İnce ve zayıf Kaburga kemiklerimiz Ve daha nice zırt pırtlarımızla Yedir mil içir mil palazlandırmışız Ve emsalsiz gayret ve bindir mihnet içinde O bizi gün 24 saat 48 olsa 48 ini birden kendisine vermemizi Yoksa acından gebermemizi ister İster ha Mal onun değil mi? Mülk onun Can onun Can dediğe de nedir ki Topu kaça alınır Satılır kaça Ne Gogol okur Ne Ölü Canlar’ı bilir Ona ölü canlar değil Kanlı canlı insanlar gerek Her biri taşı sıksa Suyunu çıkaracak civanlar gerek O hepsini beş kuruşa satın almış Ciğerleri beş para etmez bir adam olarak Ve de eski bir limon gibi Ortasından ikiye kesip Suyunu sıkmış Posasını da fırlatıp atmıştır Ahmet Kemal |