BABAMAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Yakalandığı akciğer kanseri hastalığı sonucu 20 Haziran 2000 Tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan babam için;”
O gün; yüreğim sanki bin parçaya bölündü O gün; koca bir devrin son bulduğu bir gündü Filizlenmiş hayaller, bir anda düştü suya Acılardan kurtulup, o gün daldı uykuya Ona fayda vermedi candan azizler bile Didinip çırpındığı her şey oldu nafile Rabb’i ile baş başa, ameller sermayesi Altmış bir yıllık ömrün imtihandı gayesi Merhamet, ahde vefa, itikadı sonsuzdu Neme lâzımdan uzak, cömert ve korkusuzdu Yakup benzeri baba, Eyyûbî sabra haiz Kadrini ne yazık ki, çok geç anlamışız biz Ciğerinde yaralar, hasretinin izleri Eritirdi dağları yüreğinin közleri Buğulu gözlerinde insafın keskin nuru Simasına sinmişti, tecrübenin onuru Dilinden eksilmeyen zikri gıda bilirdi Ahlâkça; kokmuş olan sularla içilirdi Bir anda kopuverdi, onun için kıyamet Hüzne boğuldu her yan; dağlar, taşlar, köy ve kent Her yürek dinmek bilmez bir volkana dönüştü Kâinata o sabah, sanki bir şivan düştü Gözümden akan yaşlar kan mı, yoksa kezzap mı? Bana reva görülen imtihan mı, azap mı? Bir can borcun var idi, onu da verip gittin Zavallı evladını, kime emanet ettin?
“Yakalandığı akciğer kanseri hastalığı sonucu 20 Haziran 2000 Tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan babam için;”
BABAMA... O gün; yüreğim sanki bin parçaya bölündü O gün; koca bir devrin son bulduğu bir gündü Filizlenmiş hayaller, bir anda düştü suya Acılardan kurtulup, o gün daldı uykuya Ona fayda vermedi, candan azizler bile Didinip çırpındığı her şey oldu nafile Rabb’i ile baş başa, ameller sermayesi Altmış bir yıllık ömrün, imtihandı gayesi Merhamet, ahde vefa, itikadı sonsuzdu Neme lâzımdan uzak, cömert ve korkusuzdu Yakup benzeri baba, Eyyûbî sabra haiz Kadrini ne yazık ki, çok geç anlamışız biz Ciğerinde yaralar, hasretinin izleri Eritirdi dağları, yüreğinin közleri Buğulu gözlerinde, insafın keskin nuru Simasına sinmişti, tecrübenin onuru Dilinden eksilmeyen zikri gıda bilirdi Ahlâkça; kokmuş olan sularla içilirdi Bir anda kopuverdi, onun için kıyamet Hüzne boğuldu her yan; dağlar, taşlar, köy ve kent Her yürek, dinmek bilmez bir volkana dönüştü Kâinata o sabah, sanki bir şivan düştü Gözümden akan yaşlar kan mı, yoksa kezzap mı? Bana reva görülen imtihan mı, azap mı? Bir can borcun var idi, onu da verip gittin Zavallı evladını, kime emanet ettin? |
____________________________________Selamlar