Bir Bahrevan günlüğü
sevgili
ne dünyalar kurdum hükümranlığında ne aykırı sanatlar icat ettim ne kadar özlediğimi bir bilsen! eylülde kar yağar saçlarına gözlerin yağmur yağar zemheri zamanı cemre yerine hüzün düşer toprağa dizboyu eteğin nasılda serpilirdi rüzgarda şarkılara eşlik etmelerin hala kulağımda ya attığın mavi kahkahalar duruşunun serhad kalıntısı özgürlük kokan gülüşün sonbahar esiri sevdan düşüyor gecemin çaresizliğine o gözlerin o bakışın bıraktığın şal’a bakmaktan usandım artık zamansız ağrılar giriyor başıma ne derttir bilmem tarif edemediğim bir aşk var sende çiçekler gözümde renk atıyor artık yüreğimde gelmeyen bir sabahın hüznü yağmayan yağmurun duası gibi bitmeye mahkum mecalim artık gel yüreğimden pencerene kar düşmeden zambakların kokusunda buluşalım son buluşmamız olsun ben bahrevanın seyrinde avunurum dalgalara yellere aldırmadan.... |