Künyem
-I-
Avuçlarımda yandı künyem, Gölgesi boynuma dolandı zincirin. Kazımak mümkün müdür, Derin çizgisini kaderin? Yağmurlar gözyaşı kadar serin, Gözyaşları yağmurcasına sağanak, Yitik bir resim sergisidir yaşamak. Dağılmış cihana nar danesi, Kâşaneler viran, kelebekler toz. Kızılca kıyametleri beklerken güz, Kırmış dümeni umut pervanesi. Kimliğim, Künyeme dizilmiş Külden tespih tanesi... (19/11/1997, saat:14:13; Lojman yemekhanesi, Ardahan) -II- Bulutların peçesini araladı zihnim Yürüdüğüm yolları seyre daldı. Çocukluğumun şarkıları ne masaldı. O günler çiçekli dalımda Al aldı. Huzur yürürdü eve barka Arka bahçeye sığardı koca dünya Yürekler simit gibi sıcacıktı. Umut işlenirdi sabahlara kadar Hayal kanaviçesinde. Künyem ta o günlerden kaldı. Yüreğimde kurduğum, Uçurtma uçurduğum Lacivert semalar, Kaşlarını böyle çatmazdı. Böyle çamurlar sıçratmazdı, Avuçladığım kara topraklar. Künyem avuçlarıma doldu, Avuçlarım ateşten dondu… (19/11/1997, saat:11:39; Dış kapı nöbeti, Ardahan) ***** (2018 Kasım ayında Bizim Ece Dergisi Sahibi / Şair Ahmet OTMAN tarafından hazırlanan Bizim Ece Şairler Antolojisi: 2018’de yer almıştır.) ***** (Son tashih zamanı: 04/08/2021, 02:05; Kocasinan, Kayseri) |