-- ÖZLEDİĞİM KÖY DÜĞÜNLERİ --
Salon düğünleri gibi değildi, sesten kulakları patlatan,
Tatlı bir zevk verirdi, gümbür gümbür zurna davul çalan,
Önemli olan birlik beraberlikti toplumda zirveye çıkan,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Plastik tabaklar da değil kazanlarda yemekler yapılırdı,
Üç gün üç gece, davul zurna ile sokak sokak dolaşılırdı,
Araba dediğin lükstü traktör konvoyu ile gelin alınırdı,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Sağdıç vardı o zaman, damadın her işini eksiksiz yapan,
Herkes her yerden saldırır, damattan birşeyler çalan,
Meşhur gelenek, düğüncü gelince kiremit ile baca yıkan,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Kız evi naz evi derler, heğbeler düzülür koçlar kesilirdi,
Kazanlar dolusu pilav ile yahnisi dolar dolar boşalırdı,
Günlerce usanmadan yılmadan misafire ikram yapılırdı,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Süslenmiş heğbeler yastıklar omuzlarda görücüye çıkardı,
Gören bir daha, maşallah diyerek imrene imrene bakardı,
Davul zurna, yelleme havası çaldığında silahlar sıkılırdı,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Gelin ya nasip dediği vakit çocuklar toplaşır yol kesilirdi,
Çocuklara zarf vermeyenler, hepsi birden taşa tutulurdu,
Çılgınlar gibi eğlenerek, gelin damat peşinden koşulurdu,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Yorgan döşek yünden yapılırdı, ağır yerlerinden kalmaz,
İşlemeli el emeği yastık ile süslü ayna bahşişsiz çıkmaz,
Kız başı denilen güzeller, sandığa oturur nazlanır kalmaz,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Düğün dernek bittiğinde, gelin ile damadın yüzleri güler,
Kız evinde bir sessizlik, anne baba yüreğinde hüzün tüter,
Onlar erdiler muradına bize mutluluklar dilemek düşer,
Geçmişte ne güzel olurdu köyümde yapılan o düğünler.

Adem ULAŞ Taşova / Yonnus