Habibim...
-gitme habibim
seccadesini yaprak eden kör kuşun yavrularına gagasında iki tohum götürürken kayboluşu düşer göğüme sen gidersen- Eylül mü giydin tenine habibim Nedir bu gözlerindeki şubat ayrılığı Nedir bu Uzak şehirlerin eğilmiş akşamlarına ardını veren garip adamın Neyinin sesini dinlemek için Selviye inen ayışığının gözyaşları İbadet olsa neyin sesinde geceyi öpeceğim habibim Derin yalnızlıklarımın hasta gecelerini Sahafların tozlu raflarında unutulmuş şiirlerin Bir dostun tabutuna bakışına gömüp Kendi gölgemde ölüme ezbere yürüyorum Ebabil kuşlarını uçur yüreğimden habibim Gökyüzünün hangi vaktine baksam Adın vuruyor gözlerime Bırak habibim uçsun ebabil kuşları O vakitlere Vakit ki ayrılıktır habibim Şiir sesine dokunan şair masumluğunda yeniden gel Eğilmiş akşamları ney sesinde bırak Yüzünü ayışığında yıka Saçlarını semaha ver Gözlerini kapat ve böylece sana sığınsın kör kuş Tenindeki kör kuşu ve eylülü tanı: Gitmelerin sessizliği içinde Gölgesine ve ölüme ezbere büyümüş çocukların öksüz bakışı vardır. Gittiğin yerden Söyle habibim Semanın ağzında açan bu har gülü Gidişine mi açar |