ÇOCUK GÜNLERİM
ÇOCUK GÜNLERİM
Sırtımdan düşmezdi yamalı urbam Her Sabah kazanda kaynıyor çorbam Dert yükü taşırdı omuzda kırbam Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Sorma lastik patik bin bir yamalı Doğduğum toprağın ben de hamalı Bal sizlerin olsun çorbam olmalı Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Kara kış gelsede yamaçtan kaysak Ellerim morarsa birazcık buysak Bağırınca anam sağır/ca duysak Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Her harman yerinde pişer kavurgam Hep bir aradaydı hısım akrabam Barınmaz gönülde ne der ne de gam Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Tarla da yabanda dosta bağırsak Elde yaba saman yapıp savursak Kaytarsak korkudan dokuz doğursak Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Bebelere uyup bağlara dalsam Bir kaç hevenk üzüm bostanı çalsam Kendimi unutsam oyuna dalsam Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Kara önlüğümle çakalar atsam Çalıdan toplanan yünümü satsam Gaz lambasında ders çalışıp yatsam Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Herkesin aklına gelir anısı Yazılanlar bunun bence yarısı Çocuklar bu sözün gerçek varisi Ne kadar güzeldi çocuk günlerim . Erol kimi okur olduk bir alim Kimi öz yitirir olurmuş zalim Ben insan olayım insan yaz dilim Ne kadar güzeldi çocuk günlerim Erol Avcı Kırba: deriden yapılmış su torbası Patik: lastik ayakkabı Bulamaç: Anadolu’da undan yapılan çorba Buymak: üşümek Kavurga: buğday ve nohut kavurması |