Hislerimin Kıpırtısız Sokağında // Üşüyorum AnneBen yazmayı babamın gidişinden sonra öğrendim anne, Daha çok içime yazıyorum zaten. Bu gece yıldızların avuçlarından topladım gözlerini, Yüreğime idi bakışların. Bu gece korktum biraz, göz yaşı dökemeyeceğim diye ama yine de başardım anne.. Babamın nasihatleri dizilmiş yol boyu, Ben o yolda tek başınalığın verdiği sancıları çekiyorum. Bir görsen ya halimi, ne kadar da ahmak bir insan olup gidiyorum.. Oysa ne imgeli şiirler tanırdım, bu sancılardan evvel Ne de yalnızlığın portresini çizmişlerdi ressamlar. En basit cümlelerden etkilenirdim ben, Hele öyle bir cümle kurardın ki sadece "seni seviyorum’lar yeterdi anne.. Herkesin kendi iç dünyasına yönelik yaraları olurdu, Bunu küçüklüğümde kitaplardan bilirdim fakat bilmezdim yara’nın ne olduğunu, bilmezdim sancıların geceleri sardığını, bilmezdim karanlıklara böylesine mahkum olacağımı.. Dedim ya anne! "Ben yazmayı babamın gidişinden sonra öğrendim" diye. Aslında yalan, sana söyleyemediğim şeyler için yazıyorum.. Şimdilerde ne zaman iki kelime konuşur olsam, Beni şair ilan ediyorlar ama ben anlamam ki öyle şeylerden, sadece hasretin akıyor içime.. Üşüyorum anne hislerimin kıpırtısız sokağında, Gece olunca şehrin dört tarafını sarıyor aklımın ’sen’ kapıları, Dayanılmaz bir hale bürünüyor sessizliğim ki Sessizliğimin en yüce kanıtı da sana yazdıklarım.. |
anne.
baba...
ve yetim ve yoksulluğu insanın onların yokluğunda.
" sevda kuşun kanadında" yada "kanamamak" işte içilen her neyse...
ve giderken okurun gözlerinde nemler, ağlamak güzel işte
ve hem de bir şiir kapısında oturup...
eyvallah.