Güzel zamanlar
Güzel zamanlar
tamda yayla zamanı şimdi kara cadırlar dizilmiş yan yana direğine dayanmış gelin kızlar kimi yün eğirir kim yayık yayar ateşler yanıyordur kazan altında duman çekilmiştir ovadan (o zamanın eşkiyaları başkaydı misafir gelir giderlerdi adları sanları duyulurdu mertlikte insanlıkta ) yar yüreğim bir hoş çobanlar kaval çalyor öğlen yatısı türküler salınıyor ova üstüne kandillinin düzünde çimenler diz boyu güneş yakmış tenleri kara koyu şağlardan akıp geliyor buz gibi suyu yayla yollarında kervanlar med/cezir saçta ekmek tandırda kete erez yüklenmiş taşmış suyu (en çok güzü severdim mevsim sonu koç katımı karnaval havasında bir şenlik ) yar yüreğim bir hoş şimdi o yaylada olsam ne var ağrının etğinde otlatsam mal davar şehrin hengamesi bunaltı ne gül çiçek ne yeşillik bıraktı ne tarafa baksam gürültü cızırtı lüksü şaşası masraftan öte abarttı ne dostluk ne candan sevgili güvensizlik sahtekarlık yürek karartı (şimdi eşkiyalar şehirde takım elbise kravatlı mersedesli) yar yüreğim bir hoş üç beş günün kaldı karaahmet koş gurbette ömrün geçiyor boş Ahmet Coşkun Ankara...17 Temmuz |