HALUK BİLİR
HALUK BİLİR
İyilik yap at denize Bin bereket kesenize Sen çok yaşa desenize ...Güzel insan pek sevilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Şarkıların, imgelerin Sembollerin, simgelerin Gönlümüzde yüce yerin ...Maneviyat başta gelir ...Baluk bilmez Haluk bilir Sözlerine meftun oldum Ben huzuru sende buldum Duygulandım çok çok doldum ...Adın geçse şans yükselir ...Baluk bilmez Haluk bilir Sevgi ile bakışları Yüreklere nakışları Hak ediyor alkışları ...Tabi yolundan gidilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Gör uzanan yardım eli Toplumdaki sevgi seli Hayran ettin çok güzeli ...Yurdumda her yer gezilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Reklamsızdır hayır işin Doğru yolda düz gidişin Gönülleri fethedişin ...Kitli kapıya çilingir ...Baluk bilmez Haluk bilir Gitarınla ezgilerin Kendine has sezgilerin Tükenmeyen sevgilerin ...Duyunca moral düzelir ...Baluk bilmez Haluk bilir Bir yarin olsun isterdin O gün kendini gösterdin Gönüllere söz kestirdin ...Bayrak zirveye dikilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Umutsuzluğu öldürdün Yaşlı gözleri güldürdün Yüzünde mutluluk gördün ...Duygu insanı sezilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Çıkışları oyun bozar Anzeri de görür yazar Çok söylemem değer nazar ...Mıknatıs gibi çekilir ...Baluk bilmez Haluk bilir Ozan Anzeri İyilik meleği yüce insan Haluk Levent’e en derin sevgi ve saygılarımla .... |
Reklamlardan sonra başlayan yayın sevgili dinleyenler, şimdi milli piyango idaresince yapılan çekiliş sonuçlarını açıklıyoruz diye devam etti. Numaralar açıklandıkça bir radyoya bir bilete bakan genç adam, sonunda bileti tek eliyle buruşturup attı ve babasının elini bıraktı.
Dışarı çıktığında yağmur yağıyordu. Montunun yakalarını birleştirip hızlı adımlarla bir kaç metre ilerideki başka bir evin kapısına yürüdü. Kapıyı çalıp beklemeye koyuldu.
Kapıyı açan adam onu gördüğüne pek memnun olmamış gibi yine ne var dedi. Genç adam mahcup, yutkunduktan sonra Ragıp amca babamın ilaçları bitmiş, benim haftalığı vermediler henüz, sende varsa…
Ragıp öfkeyle cebinden çıkardığı paraları genç adamın eline tutuşturdu ve bu son, bak bir daha gelirsen gençtir, gururu incinmesin filan demem basarım kalayı dedi.
Elindeki ilaç poşetleriyle eve döndüğünde babasının gözlerini tavanda bir noktaya sabitlenmiş olarak buldu. Çözülen parmaklarından yere düşen poşetin yanından koşarak babasının başucuna gitti. Babası nefes almıyordu. Hüsranla doğrulup yaşlı gözlerini babasının gözlerinin tavanda takılı kaldığı noktaya çeviren bu adam Haluk Levent’ti ..
Babasının vefatından sonra parasızlıktan, kopan tellerini tamir ettiremediği gitarını aldı ve çıktı evden. Antalya’ya gitti. Amacı otellerde filan müzik yaparak geçimini sağlamak, sonra da ünlü bir rock yıldızı olmaktı.
O yıllarda Antalya’ya gidenlerin üçte ikisi aynı amaçla gittiği için maalesef otellerde yer bulamadı. Rock yıldızı olma hayallerine bir virgül koyup geçimini sağlamak için bir pazarlama şirketinde işe girdi.
Köylerde kapı kapı gezip mutfak malzemeleri satan bir ekiple birlikte yollara düştü , düdüklü tencereleri sattıktan sonra boş kalan vakitlerinde tellerini tamir ettirdiği gitarıyla bir beste üzerinde çalışıyordu. O bestenin adı tabi ki Yollarda bulurum seni idi...
Antalya'nın hemen hemen bütün dağ köylerini gezdikten sonra bir gece arabaları yolda kaldı. Ormanın içinden şehre ulaşmaya çalışırlarken bir otelin sahiline indiler.
Bir grup genç sahilde yaktıkları ateşin başında toplanmış ellerinde gitarlar, şarkılar söylüyorlardı. Grupla selamlaştıktan sonra ateşin başında mola verdiler.
Haluk pırıl pırıl gitarlara baktıkça gözleri ışıldıyordu. İş arkadaşlarından birisi bizim Haluk’ta rockçıdır, verin gitarı bakın neler yapıyor şeklinde bir gevşeklik yaptı.
Henüz tamamlamadığı bestesini çalamayacak olan Haluk, gözlerini kapayıp akdeniz'den gelen rüzgarı dinledi. Çıtır çıtır yanan ateşin büyüsüne kendini kaptırıp vurdu gitarın teline adanalı sanatçı Serhan Kelleözü’nün yazdığı bir şarkıyı söylüyordu ve bu şarkı o günden sonra ne zaman ateş, sahil ve gitar bir araya gelse bir gelenek haline geldi Akdeniz akşamları ...
Sahildeki gençler şarkıdan çok etkilendi ve kollarından tutup onu otel müdürünün yanına götürdü. Müdür müşterileri memnun etmek için Haluk’a seve seve sahne vereceğini söylese de baş başa kaldıklarında O nasıl şarkı lan? yok Akdeniz akşamlarıymış ta bir başkaymış ta. Git de doğru düzgün bir şarkı bul gel, kap sahneyi. Yoksa gözüme görünme dedi Haluk kararlı bir şekilde çıktı odadan.
Bir hafta sonra geri döndüğünde müdürün ona başka bir sürprizi vardı. Elimizde hiç gitar kalmadı, bağlama çalabilir misin ve böylelikle Türk rock müziğinin en sağlam introlarından birine sahip olan Bir yarim olsun isterdim çıktı ortaya...
Serdar Özbosnalıoglu~☆☆
Bu yazıyı okudum ve hemen şiiri yazdım. Yüceler yücesi kocaman yürekli yardımsever güzel insana En derin sevgi ve saygılarımla