Bir Saatini Verir Misin
BİR SAATİNİ VERİR MİSİN?
Ekmek aslanın ağzında, hepimiz biliyoruz, Hep çocuklar için çalışıyor, gururla söylüyoruz, Her türlü sıkıntıyı, evdekilerden gizliyoruz, En güzel günler, onların olsun istiyoruz. Baba çok çalışarak eve geç geliyormuş, Dağ tepe demeden tüm ülkeyi geziyormuş, Her gittiği yerden güzel hediye getiriyormuş, Evini ve çocuğunu çok da seviyormuş. Bir gün yine erkenden, helal rızık için çıkmış yola, Gezerek dolaşmış, yorulmuş vermiş mola, Gurbetteki arkadaşla vermişler kol kola, Hasretle bakınmışlar sağa sola. Bir müddet sonra baba eve dönmüş, Sevgili yavrusunu uyurken görmüş, Üşümesin diye üstünü örtmüş, Uyanan çocuk yüzünü, babasına dönmüş. Sevinerek atlamış, babasının boynuna, Hemen sokulmuş usulca koynuna, Öpücükler kondurmuş, eline koluna, Rahat bir uyku çekmiş, babasının omzunda. Sabah olunca baba üzerini giymiş, Sessizce veda etmek istemiş, O sırada çocuk hemen yanına gelmiş, Baba sen bu gün ne kazanacaksın, demiş. Babası aceleyle bir rakam söylemiş, Çocuk hemen koşup, kumbarayı getirmiş, Hemen kırıp babasının önüne devirmiş, Bu sana yeter mi? “bugün bana bir saatini versene” demiş. Bu çocuklar bizim, ihmal etmeyelim, Dünyalık peşinde koşarken, yitip gitmeyelim. Sadettin TURHAN 11.07.2010 |