Savur Küllerimi Kendime Geleyim..her gözyaşı damla damla yanağımda süzülen bir hüzün batağı her sancı derinden derine vuran bir feryadın yükselişidir kurşun aldım sanki geçmeyen gecelerde solyanımda dinmeyen bir ağrı geçirdim sessizliğin alevinde yüreğim gel göm ateşimi feryat eden hasretinin ölümcül külleriyle ne olur gel aşk,ına düştüğüm yerdeyim savur küllerimi kendime geleyim aklımı aldı varlığın günahım sevabım geceye kaldı hayallerle adım adım arşınlarken zamanı İç çekişlerde yokluğuna gürledim alevlendi içimde sönmek bilmeyen ateşin bir gecenin cenderesinden sıyrılarak giriyoruz sabahın serin sularına zamanın gerisinde kalıyor sırılsıklam aşk,ı gizleyen anılar sevdasına kucak açan o şiirgözlerin takibimde kalıyor gözlerimin dudaklarımın alevini dudaklarına sürmek için geçmeyen zamanı mı bekliyorsun gel deme ne olur çok uzaklardan derin iç çekişlerimin feryadındayım gel deme ne olur kaç acıya böldüm katran karası geceyi yokluğunda ey rüyalarda gördüğüm hüznün arka bahçesinde kaldı yüreğim gün görmeyen yüzüm benim yokluğunda karanlık dünyam hasret vurdu beni derinden sırılsıklam gözyaşlarım nemli duvarlara çizdim resmini gözlerine baktım yorulduğumda sağım solum hüzünken gecem de sen gündüzüm de ben hep ateşinde yandım rüzgar vurdu sol yanımda gurbetimde uzaklara savruldum kalbimde çarpan nabızları mı soruyorsun dudağımdaki titremeleri mi soruyorsun onlar varlığının gülmeyen bir yanı onlar damarımda dolaşan bu aşkın kanı görme gözlerimi üzerimde sensizliğin kara bulutları dolaşır firar eder gözyaşlarım bentlerinde boşalır bu kaçıncı alaca karanlık el açtım dualarla seni diledim yağmur gibi damla damla düşsün diye avuçlarıma gel yokluğunu çıkar yaralı yorgun yüreğime dokun gün görmemiş ateşinde yanan yanaklarıma dokun bitir artık hasretinden gece gündüz savrulduğumu sar beni al kollarına sevdasına yorulduğum hasretine kahrolduğum çizdiğim resimlerde baktıkça onulmaz bir yarasın can evimde uzaktan uzağa gülümsersin gecemde sen içimdeki kapanmaz yaram sen üzerime serpilmiş karam söyle sen kimlere yarsın feryadım duyulmaz sana bırak acılar bana kalsın aşkımıza sait oldu dört duvar loş ışıklar altında geçen zaman göz göze gelen tutuşan eller yalanmıydı bakışlarının alevinde savrulan varlığımı hiçe mi saydın gel göm ateşimi efsunlu sesinin ölümcül külleriyle ne olur gel aşk,ına düştüğüm yerdeyim savur küllerimi kendime geleyim ... Şiir_Yaralı_34/Avusturya |