Gardaş
Kel dağı, soğulcağı unuttum sanma
Çatmapınar burnumda tütüyor gardaş. Sarı düzden dümdüz in aşağı sapma. Mezarda nicelerimiz yatıyor gardaş. Yol eylerdik iğdeleri sarı köprüyü durmadan, Ayaklarımızın izleri yollarda duruyor gardaş. Voltalar atar şarkılar söylerdik hiç bıkmadan. O mutlu günler gözümden gitmiyor gardaş. Güllü bucağın suyuyla çayımızı demlerdik. O çayın tadını hiç biri tutmuyor gardaş. Yukarı oluktan suyu kana kana içerdik. Hazır sular kana kana içilmiyor gardaş . Dağlarda çoban ateşinde pilavlar yerdik. Evlerde çok denedik tadını vermiyor gardaş. Nice ayranlar çalkaladık yufkalar serdik. Yinede olmadı ne yapsak olmuyor gardaş. Hayat fıkra anlatır Saffet türkü söylerdi. Nafiyenin türküsü, bitmek bilmezdi gardaş Çoban Mahmut bilmem neler gizlerdi. Dile gelse koyunlar, neler söylerdi gardaş. Tepe bağdan üzümler kesilir gelirdi. Bağı bellemek adama zor gelirdi gardaş Pekmez olur daha kaynarken içilirdi. Kış boyu yemeye doyamazdın gardaş. Bağımız hazan köyümüz hizan olmuş, Gitsen eskisi gibi tat vermiyo gardaş. Ağaçlar meyveler sararmış solmuş. Bereket birlikte beraberlikteymiş gardaş Büyük kışla bir sevdadır hasretini bilene. Bu sevdanın ateşi sönmüyormuş gardaş. Bakmayın ben artık şehirliyim diyene. Aslını inkar eden soysuzdur gardaş. Ömer Koç 10.05.2020 |
Kalemine yüreğine sağlık.
Özlem dolu hasret dolu anı dolu dizeleri okudum.
Rabbim İlhamını bol eylesin.
Güzel Eserini Can-ı Gönülden Kutlar
Tebrik ederim.
Selam ve Dua ile.Sevgiler.