Seni Beklemek
SENİ BEKLEMEK
Sonbaharı beklemek gibiydi seni beklemek. Rüzgârına, gelgitlerine hazırlanmak; tedirgin kalmaktı seni beklemek. Loş yolların balkonlara hapsettiği yalnızlığımdı seni beklemek. Kekremsi kokan ablak sokağa doğru, boynunu uzatmış gece lambasına rağmen. Öylesine asi, öylesine umarsız duran üstü açık bir çukurun , huzursuzluğunu yaşamak gibiydi seni beklemek. Patika yollarını bilemediğin bir dağa tırmanmanın zorluğuydu seni beklemek. Gecenin bilmem kaçında gözümü hiç bilmediğin, görmediğin bir yerde açmaktı seni beklemek. Vitrinlere bakmaya dalıp babasının elini bırakmış bir çocuğun kaybolma hissini ilk yaşadığı anlardaki o yüksek korku gibiydi seni beklemek. Sertti, kağıt kesiğinin yakıcılığı gibiydi, boğaza düğümlenen ilk söz yumağı, sokağa atılan bir kedinin ilk gecesi, deprem anında bir türlü açılmayan kapı önündeki bekleyiş gibiydi, seni beklemek. |