Kırk İkindi Yağmurlarıçocukken nenemden duymuştum kırk ikindi yağmurları kırk ikindi kırk gün yağarmış hep ikindi vakti çocuk aklımda kalmış işte her gün her gün yurttan yürüyerek okula giderken yağardı hep biraz bulut biraz güneş biraz kararırdı gökyüzü biraz açardı ardından her yer apaydınlık kırk ikindi yağmurları ne zaman yağardı unuttum hatırlamıyorum ilkbahar mıydı o zaman sonbahar mıydı mevsim okul yolu vardı hep ilkbaharda da sonbaharda da yağmadı yağmadı bu sene yağmadı hiç dereler cılız bu yüzden göller boş bu yaz susuz geçecek kuraklık nanik diyecek derken kaç gündür bir yağmur bir yağmur ki sormayın gitsin her gün ikindi vakti hava bir bulutlu kapalı ve karanlık bir açık güneş ışılıyor apaçık aydınlık kırk ikindi yağmurları mı bu acaba nenem sağ olsaydı da sorsaydım "Gök gürlüyor öte dağlarda. Ne şimşek var, ne yıldırım; hava ne kadar da naif. Karşı dağlar yemyeşil. Uçlanıp uzamış otlar, yapraklanmış ağaçlar, renk renk çiçekler. Bardağımda kırmızı şarap; yağmuru dinliyorum düşleyerek. Ve yağmura rağmen susmadan ötüşen kuşları. Ne mutlu değil mi bana. Bencil olmayalım; darısı başınıza tabii..." 29/Mayıs/2020/Koruköy |