Açmaya yaramı geç kaldım..
Açmaya yaramı geç kaldım..
Çiçekler kurumuş gönül şehrimde Kırılmış ağaçların meyve veren dalları... Belli ki bahar bitmiş Dudaklarım kurusun anmasam adını Solsun alnımın gülleri de... Belli ki bahar bitmiş Ya Allah...Ya Muhammet Ya Mekke... Allah’ım yücesin "Kul ol diye yarattım" buyurdun hep aklımda Öldüm Ama belli ki bahar bitmiş Kara bulutların gölgesi çöktü gözlerime Allah’ım yücesin Baştan başa maviye boyamak istedim Elimde fırçam ve boyam ama boyayamadım ki dünyayı Ve açmaya yaramı geç kaldım Mekkeye... Belli ki bahar bitmiş Belli ki bahar bitmiş Allah’ım yücesin Neden söndürmek isterler güneşimi Ey Mekke baharında çiçek olayım Açmaya yaramı geç kaldım.. Ey mekke Denizine renk olayım Neredesiniz göklerin yıldızları neden soldunuz Yer yüzünün çiçekleri gibi Belli ki bahar bitmiş Ey ay ey yıldız dilendim bir ışık yıllar yılı.. Ve açmaya yaramı geç kaldım.. Mekkeye Medineye... O güneşlere açsam yaramı... Karanlığımı Dilim lal şimdi Belli ki bahar bitmiş Bu çölde bülbül ağlar gül ağlar Mekke en güzel gül bana Elim lal şimdi Belli ki bahar bitmiş Allah’ım yücesin Ben tarihde aşkın okuyum Varlığın en yokuyum Cehaletin tokuyum Zifiri gecenin akıyım Neden geç kaldım Medineye Neden yaramı açmaya geç kaldım... Ben tarihde aşka yolcuyum Ateşte yürümek gibi zor olsa da... Asrım körsün... Açmaya yaramı geç kaldım Ah.. Ne ay ne yıldız Ülkesinde gönlümün şimdi... Asrın karanlığı Açmaya yaramı geç kaldım Belli ki bahar bitmiş Ufka bakıp ağlasın yolcu Belli ki bahar bitmiş Kış gider bahar gelir Gam gider sevinç gelir Haddini bilmeyen bir gün bilir... Güneş gelince gider gece Allah’ım yücesin yüce... Bekleyeceğim yeni bir bahar Yaşım kırk Yaşım kırk olunca Ne hoş, Mekkeye açtım yaramı Açmaya yaramı geç kaldım Ülkemin insanının kaderi bu Yaşım kırk olunca Ne hoş bir sokakta fakir gönlüm Baş döndüren bir sokakta Bir ışıklı sokakta Aşkın yaylalarında Allah’ım Yücesin yüce Geç kaldın yaranı açmaya hey Veysel ’im Veyselin develeri vardı Ya senin Korkma kınayanın kınamasından... Bitmemiş bir cümle gibi Hikayesi önünde Veysel’in Ve bir de develeri yok mu Atsan atılmaz satsan satılmaz... Yaşım kırk olunca Bülbüllüğün gizli kalacak değildi gönlüm Gülün kokusuyla yandın gönlüm Ateş yakmak neymiş dener sende Kışlar bahara döner sende Yaşım kırk oldu Medine gül kokulu Medine aşk okulu Aşk hastanesi Medine Açtım yaramı Sevindi gönlüm Şifa bulmuş çocuk gibi yüzü O ateşlerde yanan gönül Hasretlerle yanan gönül Bir arı oldun aşkın medinesinde şimdi çiçeğini bulan... Bir çocuk gibi annesini sarar gönlüm Allah’ım yücesin yüce Aşık gönül aşkın medine’sinde şimdi olmuş kanatlı Kelebek yüreklim bu baharda mutlu... Gelmesin ayrılık vakti ağza sürülür en acı biber Kara bahtıma ağlar gözüm Kara bahtıma ağlar özüm Otuz iki dişini sökecek Otuz iki yıl için Geç kaldı gönlüm Gül sevgiye Geç kaldı gül Medine’ye Allahım yücesin yüce Açmaya yaramı geç kaldım... Geç kaldı aşkın medinesine şu veysel gönlüm Bütün gönüller Medine Medine derken Veyseldi geç kalan o güneşe Ama güneşlidir hırkası bile Veysel’in |