SUSKUN AŞIK
O, dalda goncayken eğilmiş çiçek,
Ben, beklerken yorgun düşmüş kelebek, Dalına konmadan ömrüm bitecek, Kırıldı konunca, dalları bir, bir. Görünce uzaktan baka kalmıştım, Endamına, işvesine dalmıştım, Sekerek koşunca ahu sanmıştım, Savruldu saçının, telleri bir bir. Ona vuslat için ömrümü verdim, Aşkını dilendim, sen de sev dedim, Ona koşup hep kavuşmak istedim, Kapattı koşacak, yolları bir bir. Umutla bekledim, sevecek dedim, Geçtiği yollara çiçekler serdim, Seviyorum dedim, güller gönderdim, Yoldu gönderdiğim, gülleri bir bir. Hasretlik yazılmış kara kaderde, Bilmiyorum, çare var mı? Bu derde, Var ise çaresi, söyleyin nerde? Bilenin söylesin, dilleri bir bir. Kimseler anlamaz benim halimden, Kim anlar ki, suskun gönül derdinden Kimin tutmak istediysem elinden, Bağlandı arkada, elleri bir bir. Ben hep sustum, ben sustukça o coştu, Bana baka baka aşkına koştu, Halimi görenler acıdı, şaştı, Yaşattı saydığım, halleri bir bir. Yıllardır hasretle, her an yanmıştım, Ayağında tûrâb olmuş kalmıştım, Aşkıyla yanmaktan küle dönmüştüm, Savurdu sonunda, külleri bir bir. Abdullah Haktankaçmaz (Vaveyla adlı Şiir kitabımdan) [email protected] *Tûrâb : Toprak, toz, alçı. *Vuslat : Kavuşmak. |
Ona vuslat için ömrümü verdim,
Aşkını dilendim, sen de sev dedim,
Ona koşup hep kavuşmak istedim,
Kapattı koşacak, yolları bir bir.
Bu güzel şiire, yorum yazmaktan çok mutlu oldum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı KUTLUYORUM..