TUTSAK
TUTSAK
Yine girdim çaresizlik tüneline Labirent çıkmazlara... Sırtımdaki yükler... Üstelik rampalar varken önümde. Yürüdüm, koştum; bir türlü çıkamadım düze. Bir tutam ışık yok mu Hayat tünelinde? Hiç ben, ben olamadım ki ömrümce. Elime yüzlerce kağıt aldığım halde Şu talihin güzelini çekemedim temize... Tutsaklığın dilinden günlerce lûgatlar karıştırdım lâkin, uyarlayamadım kendi dilime! Her emelim içimde kaldı, diyemedim. Her seferinde kapattılar ağzımı dilimi. Kendimi savunamadan, açtıkları savaşlarda ebediyyen tutsak ettiler beni. Yaktılar, yıktılar düşlerimi. Bir dönülmeze mahkum ettiler Kuşatılmış bir kalede tutsak bir kuş gibi! Her şeyime müdahale ettiler Dünyadayken cehenneme sürdüler Ateşlerde yandım, kül oldum. Üstüme bir tas su dökmediler. Ne yaptım, ne ettimse beni, bana geri vermediler. Neyleyim artık baharı? Kalmış ömrümün çeyrek zamanı. Kim bilir bekli de daha azı... Borç verdiğim hayaller neden geri gelmiyor? Yaşamak neden bu kadar zor? |