BU ÇAĞ!
BU ÇAĞ!
Biz de yaşıyoruz bu çarpık çağı Sarmış bünyemizi ihanet ağı Öne geçer kimin fazlaysa yağı Hakların yendiği çağ işte bu çağ! Âleme sel gider bize akmıyor Güçlü olan fukarayı takmıyor Artık gökten rahmet bile akmıyor Yağmurun dindiği çağ işte bu çağ! Kimisinin dolma bilmez sandığı Sır sanarak âlem bilmez sandığı Gurebânın yanıp küle döndüğü Ateşin söndüğü çağ işte bu çağ! Ne şekiller gördük hem türlü türlü Adamına göre çeşit bin türlü Saniyede yeryüzünde kırk türlü Dümenin döndüğü çağ işte bu çağ! Bakıyorsun kurt geziyor koyunla Denk tutulur lûtî asil soyunla Hukuk diye kıvırılan oyunla Haklıyı yendiği çağ işte bu çağ! İnsanlık tapındı dünya malına Sattı ahretini dünya malına İşte bir virüslük dünya malına Yelkenin indiği çağ işte bu çağ! Ummazdı gitmeyi o ahirete Ne çok güvenirdi şâna şöhrete Üç kuruşluk fâni kâzip şöhrete Enfüsün kandığı çağ işte bu çağ! Zannederdi gücü her şeye yeter Para geçmez olur şöhreti biter Mâmur köşklerinde baykuşlar öter Tükenmez sandığı çağ işte bu çağ! Bir emirle balonların söndüğü Gökte uçanların yere indiği Netice işlerin Hakka döndüğü Benliğin söndüğü çağ işte bu çağ! Vâizin her zaman ’duy hâ!’ dediği Kulluktur ukbâda pay hâ dediği Bu fâni dünyada hay hûy ettiği Son nefes dendiği çağ işte bu çağ! Murat Kahraman 28 Nisan 2020/Beykoz |