HOŞÇA KAL DEMEYİ UNUTMAEvde beslemesi daha kolay mevsimlik evcil duygularımız var Ve bu yüzden şiirsiz sokaklara yabani duygular ektik Yağmur mu tek beklediğimiz kurumuş dudaklarımıza nem çare Bir sevgiliyi çağırır gibi kararmış bulutlara bir dua bir yakarış Akıp gitti ziyan ettik kaldırımlardan kanalizasyon boşluklarına susuşlarımızı Şehir mi büyüttü bizi yoksa şiirsiz bir şarkının kanatlarından düştük Büyütülüp salıverildik tutuklanma hissiyatı ile yaşamın ortasına Ve baktık ki kendi tanrılarını icat ediyor zaman Ve baktık ki kendi tanrılarını icat ediyor şehir Kendi doğrularımızı sandıklara şifreledik bencilce Pas tutuyor şiir, pas tutuyor şehir uyuşuk ve sarhoş zaman Elinde kan tutmuş kocamam küflü gri bir makas ansızın Kesmeye başlıyor nefesini , ölmemek için onca neden Belki körelir makas kör olası şehir senden yana çıkar Belki de birdenbire annen gelir elinde iğnesi diker önce şehri Sonra yitip giden tutkulularını ama sen rica edip yalvar Annen bir daha gitmeden diksin mavi bir düş gibi kefen Sonra o güzel umutlarını toplayıp çocukları çağır Bir tek onlar yapabilir cennetin küçük bir kopyasını Salıver gitsin oynaşsınlar şehir uyunana dek rüya bitmeden Sığınacak yer var belki çok uzaklarda bitmiş bir kaç yüzyıl Veyahut okuması yazması olmayan masum bir köy rüzgarı Merhaba de belkide bağrına basar ölü bir şairin mısraları gibi Eğer doğruysa mezarlıklar sende öleceksin diğerleri gibi Ve susma al eline kalemi birkaç mısra şiir yaz şehre karşı Etin kemiklerinden ayrılana dek tanıdık insanlar içinde Unutulmak kaydıyla senide uğurlayacak gün gelir zaman Tüketmeye alışkın çelişkili bir yaşamanın dengesinde Hoş çakal demeyi unutma güzel olan her şeye Güne güneşe saksıdaki çiçeğe bilinmezliğe Hoş çakal demeyi unutma kendine yetindiklerine |