Aşk / Bir kabule düşen sükutu şahit tutar kalpAşkın âteş oluşuna... Öyle bir âteş ki alevsiz yakar Öyle bir rüzgâr ki esmeden yıkar Külünü bırakmaz cânını alır Dilini bırakmaz adın lâl kalır Gönüllü girersin çıkışı olmaz Terkedip gitmeye dermânın kalmaz Öyle bir yara ki merhemi tuzdur Sığınsan yâr deyip sıcağı buzdur Öyle bir kara ki sevdâ ak kalır Düşürür peşine dilde Hak kalır Kendini bıraksan dik dur düşme der Ayağa kalkarsan belini büker Bin asır kölesi olsan gocunmaz Yalvarıp yakarıp solsan gocunmaz Öyle tatlı su ki kananı yoktur Öyle bir pusu ki düşeni çoktur Kurtuluş ararsan ‘teslimiyet’ der Teslim olandan da cânını ister ...Ben bu satırları yazdığımda sen kavak yelleri esen başınla harflerden saraylar inşa ediyordun çocuk. ...Şimdi satırlarını hangi gökkuşağına yazıyorsun bilmiyorum ... ...Hangi kabule sunuyorsun kalbinde cerrahlık yaptığın şiirlerin mezarlarını... ...Büyüdün diye mi gezmiyorsun kelimelerin gizemli dünyasında... ...Dünya berbat bir yer oldu, şiirden morfin yapma vakti değil mi artık... ...Gönlü geniş şiirlerden bir tutam da bize gönder -Cemal Safi tadında olsun-... ...Bir bilinmeyen vakte değin bekliyoruz... |