Özür Dileriz! MuharremMezraya çökmüştü bir karanlık, beyaz karlar üstüne. Hava ayaz mıydı ayaz. Bir çocuk ağlaması böldü havayı, belli ki sancılıydı. Dışarının ayazına inat, ateşler içindeydi Muharrem. Bir gecede mahalle yapılıp, kent parçası olup da, Eskinin köyüne bile benzemeyen, “Yalınca” ulaşılmaz olmuştu yağan karda. Bir garip ülke burası yol, su yok, telefonlar var bari. Umutla yardım istendi, ne gelen vardı, ne de bir ses. Tanrım sen yardım et! Muharrem’den geldi son nefes. Yollar kapalı ama acı haber tez ulaştı etrafa. Yıkılan baba, kapanan yolda vurdu minik oğlunu çuvala. Ne idi taşıdığı minik canı yanında? Kin mi, öfke mi, geri kalmışlığın ağır yükü mü? Van’a defnedildi minik yavru, dayanılmaz ağıtlarla, Burası hukuk devleti! Üç yıl sürdü, büyük soruşturma. Sen misin mezrada yaşayan ve çocuğunu sırtında taşıyan. Bu ne büyük hata, verseydi zamanında haberi, gelirdi sağlıkçı, Yalın gerçek adaletsiz düzen, yoksulluk ve geri kalmışlık, Var mıydı? Bunda Muharrem’in suçu? Duydu mu? Rezaleti sağlık bakanı, Başka yere atadı acilen hata yapanı. Güya hata yapan da, fedakâr sağlık çalışanı! Bunun vebali, yetmiş yıldır bu ülkeyi yönetenlere. Kuşkusuz, onları iktidara taşıyan bizlere. Acımız, kusurumuz büyük, bu kadar sığdı sözlere. Özür dileriz Muharrem, Allah aldı seni cennetine. |
Güzel şiirdi, beğeniyle okudum...
Şiirinizi sevdim...
.................................Bitmez selamlarımla..