KARADENİZ'İN GÖZÜ
Buluta sadık yağmur, izni olmadan akmaz.
Suyun ıslaklığından sıcağa hasret yaprak! Ağaçlar ki toprağı kucaklamış, bırakmaz; Sevdiğini aşk ile besliyor koca toprak! Rüzgar ıslık çalarak gezer dağ yamacında; Bulutlarsa dağları esaret amacında; Gök hırsını alıyor, öfke var mizacında; Ateş kamçılarıyla döverek, haykırarak! Suların birleşmesi isyan hareketidir; Yatağından taşan su doğa felaketidir; Sakinleşmiş her damla toprak bereketidir; Deryadır her damlaya son sığınak, son durak! Bulutlar uyuklarken uzakta mışıl,mışıl; Her yağmur sonrasında gökyüzü ışıl ışıl; Dağların doruğundan maviye iner yeşil; Yaprağı okşar dalga, ip gibi kıvrılarak! Ağaçlar sese gelir,kuşlar üşüştüğünde; Dereler uğuldaşır yüksekten düştüğünde; Dalgalar kayalarla gün gün dövüştüğünde; Deryaya geri döner, kırılıp savrularak! Yeşilin her tonuna sarılmış durur dağlar, Deniz başka homurdar, dereler başka çağlar; Karadeniz’in gözü sessiz ve yaşsız ağlar, Bastırır acısını yüreği kavrularak! İbrahim COŞAR |