Ah ÖğretmenimŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Açıklama:
Toplumu ve halkı gözlemleyerek, olana göre ,olması gereken toplumsa reelliğin ve bir sağduyunun yaptığı kıyastı ironisidir. Halkın saygı, sevgi, beğeni, imrenme, kendisine örnek görme gibi, olan sahipti çarpıklıklarını dile getirerek, toplumsa olanla, toplumsa olmayanın; yani menfaat ve çıkar olmayanın, tepe taklak edilişle, itibar görür olması, kıyaslanmaktadır. Toplumları toplum yapan kurumlarla; toplumun, onlarsız da olabileceği sektör durumların, korkunç farkını kazanç destek ve teveccüh olurla ortaya konuşudur bu. Görevinden başka, sosyal yaşamın en sadesinden en cafcafına değin çeşitlerinin hiç birine eğimi olmamakla; hiç eğlenceyi tatmamış; tek eğlencesi ve yaşam tutamağı hep görevi olmuş bir nitelik olan öğretmen, ilk satırdaki; ’sevdalarınca’ deyimi ile bu ironiye konu yapılarak belirtilmek istenmiştir. İroni, para babası olan karaborsacı, vurguncu gibi tiplerle; yine toplumsal emek olmayan kimi pek çok topçu ve vücut sergileyerek artistik pozlar veren magazinsellere olan halk rağbetine dikkat çekilmiştir. Ve bu dikkate konu, üretim ve hizmet olmayan, eğlence sektörünün aşırı çok kolay para kazananlarıyla; toplumsal emeği olanların kazanamaz lığı kıyas edilip; asıl ironiye geçilmiştir. Bu ironi; halkın toplumsa olanı bilmeyen teveccühlerinedir. Halkın toplumsa olmayışıyla neye daha çok değer verip, sahip çıktığı algısına sitemdir. Bir topçuya, bir giyinik soyunuk magazin tiplere halkın sevgi ve taşkınlık göstermesinin kırıntısını; asıl toplumdan yana emeği olanlara hiç gösterilmez olması ile dile getirildi. Açıkçası Toplumu toplum yapan değerlerle, toplumsa olmayan değerlere halkın, ters sahiplenilir olması kıyas edilmektedir. Öğretmen, aydın ve toplumdan yana oluşla hile, hurda, tuzak; al takke ver külah gibi erdemsizlikleri ne aklına getirdi, ne de kendi dışındakilere konduramayacak denli göreviyle haşir neşirdi. Söz gelimi bir okulu açarak on okul parasını devletten teşvik ve ihale parası olacakla alanların (hamiyetlilerin!) halktaki sevgisi, bir öğretmenin bunlar yanında esamisinin olmamasıdır. Yine bir hiciv ve ironi kaosu sergilenmektedir. Üstelik öğretmen bir aydınlatma olayına giriştiğinde; görülen lüzum üzerine, sürgünlere, meslekten mene, değin gidilmiştir. Ve 12 Eylüle atfen medyaya marşlar konmasından bahisle, ’öğretmenin görevi okulda a,b,c’yi öğretmektir diyen anlayıştan yola çıkışla, 1402’lik kapsamla cezalara uğrayarak, asıl görevleri yaptırılmayıp, görev yerine ödevse olması dayatılmıştır öğretmene. Aydınlanmada rahatı kaçanların ve öğretmene ödevcil olmasını dayatanların yaptıkları, yine öğretmenin ekonomice yapamaz olduklarıdır. Son bent, öğretmenin bu toplumda itibari olacakla görmezden gelinişi; siyaseten de görmezden gelinerek ekonomik zorluklara sokulan öğretmenin; gerçek ve dıştaki yaşama göre çelişki oluşturması, temanın kırılma noktasıdır. Bu, öğretmenin öğrencisi üzerinde inandırıcılığının zayıf olmasıdır. Bu ironi de öğrencilerin gözü ile ve sözü ile dile getirilmektedir. Girişteki belirtilen magazinsel al benili yaşamlarla, öğretmenin sezdirdiği ve aydınlık tavsiye ettiği sorumluluktu yaşamın çelişmesinde çocuk; albenili olana yaşama dek yönelimini kararlı bir tercih ortaya koyuşla, ders verir nitelikte ve alaycılıkla yeğlemektedir.
Sevdalarınca sevilip, sevinemedin
Yazlığına kurulup, yatın ile gezmedin Şiş göbeğini saunalara serip Artistik pozlarla, sütun, sütun Top koşturmalarla, alım, çalım yıldız Şöyle bir tanınıp halkın gönlüne girmedin! Hep aydınlıktın, karanlığı görmedin! Hamiyetliliğinle şiltler alıp vermedin Senden sonraya anılmak için Hayrat neyledin? Tüm bunların yanında ne ufaksın Küçül, küçül öğretmenim! Işınırken sıkıntılara sardılar Şöhretle Alp’lerde kayağa doydular Huzursuzluğunda medyaya marşlar koydular Sessizliğinde erdemsel ödevlerini saydılar Bir çiçeğe bin diyarı kardılar Zakkumu ilaç sanıp çare saydılar Üzgünüm öğretmenim! Beden ölçülerine güç yetmiyor! Purosuz kokuların hoşa gitmiyor! Kara borsa ile kolaya gitmenin Pahasına paha yetmiyor! Öğretmenim! Sendekilerden bana ne öyle! Karanlıkmış ışıkmış! Kaç otomobil alır söyle? Ben de olacağım böyle İki gerdan kırıp, süzdüm mü Birde oryantal kıvırttım mı? Tamam işte! Ne olmayacağını bildi! Yine öğretisel oldun öğretmenim (22.02.1992) Bayram Kaya |
Yine öğretisel oldun öğretmenim
===
Öğretmenler Bizim geleceğimize ışık tutarlar ama,bu ülkede Devletin memuru
ekonomik yönden en zor durumda kalan kesimdir.
Allah onlara sabır versin
Tebrikler ..