KARADENİZ KADINLARIKaradeniz kadınının başı dik; Sesi dalga sesi gibi melodik. Verdiği karardan caydıramazsın; Aklını beğenir, dediğim dedik! Hedefi aklına koymuş bir kere; Önünde duramaz çağlayan dere. Dağın doruğunu mesken eylemiş, Hiç kimse çıkamaz çıktığı yere. Yüreğinde kavak yelleri eser; İhanet yaşarsa kendine küser. İçinde yanardağ gibidir sevda, Mevzu sevmek ise dilleri susar. Eşinin ardından dolanır bükü; Evin direğidir kocası çünkü! Ne şikayet eder, ne de beddua; Belini bükerken sırtında yükü. Kıvılcım yakılmış ise menzilden, Bir ışık saçılıp durur fitilden, Kimse bilmez içindeki yangını, Sözü ağıtlarla dökülür dilden. Lafı içe atmaz, nefsini korur; Cevabı anında yüzüne vurur! Acısını nüktelerle sararken, Aslında, derdini anlatır durur. Herkes ile bölüverir aşını; Hiç kimseyle paylaşamaz eşini; Onurlu, namuslu olsun yeter ki; Kendi yapar erkeğinin işini. Düşmanı sarsa da dört bir cenahtan; Ne mermiden korkar ne de silahtan; Hayal kırıklığı yaşasa dünden; Umutla başlıyor güne sabahtan! Kana Karadeniz işlemiş kadın! Hırçın bir denizle anılır adın. Kol kanat gerersin sevdiklerine; Yaşamak mı, yaşatmak mı muradın? 13.12.2019/Samsun İbrahim COŞAR |