NASILIM ?
Sesini duymadan yüzünü görmeden ellerine dokunmadan da günler geçiyor geçiyor da sevdiğim bir bilsen zamanın ilerlememek için nasıl direndiğini.
Ah bir görebilsen kalbimin nasıl çırpındığını. İlk zamanlar da kolay olacak diye geçiriyordum aklımdan meğer kendimi kandırmışım günlerce. Özlemin günden güne çoğalıyor içimde , kokun sesin hayalin her an her dakika gözlerimin önünde. Bu kadar can yakar mı ayrılık denen bu işkence. Sensizliği yaşamak nasıl bir şeymiş böyle .. Meğer sen benim bir parçammışsın. Varlığınla tamamlanıyormuşum ben. Ayrıldığımız o gün yüreğimi koruyan , ısıtan , huzuru mutluluğu veren örtüyü çektin üzerimden. Ve yeniden örtene dek durmadan üşüyecek , hep göz yaşı dökecek , korkuyla yaşayacak bir yürek bıraktın bana her an için için kanayan. Ben sensizliği yaşamanın ne demek olduğunu öğrenirken , sen ne yapıyorsun ? Mutlu ve huzurlu musun ? Eskisi gibi gülüyor mu o KAHVE gözlerinin içi , ellerin hala aynı sıcaklıkta sarıyor mu bir başka elleri , Dudaklarından bir başkası için süzülüyor mu kelimeler , “ Seni seviyorum “ lar hangi kulakları mest ediyor şimdi. Kokun , varlığın kimlere huzuru mutluluğu veriyor. Kimin yüreğini örtüyorsun ben gibi ? “ Gözden ırak olan gönülden de ırak olur “ diye söylemiş ya birileri. Gerçekten öyle mi oldu kalbinden çıkarabildin mi ? Yerime bir başkasını koydun mu yüreğine ? Bana sorarsan gözlerim gözlerini görmese , kulaklarım sesini duymasa , burnum kokunu almasa , dudaklarımdan sana sözcükler haykırmasa da bu gönül sadece sana ait .. Geri döneceğin günü bekliyorum dönmeyeceğini bile bile bir ümit taşıyorum muradıma ermek için , anılarıma sığınıyor , senli günleri düşlüyor sabrediyorum. Nereye kadar sürer bu sabır , nereye kadar dayanır bu yürek bilmiyorum ama bekliyorum. Ben olmadan yaşamanın senin için ne anlama geldiğini bilmiyorum ama sen olmadan yaşamak , Yaşamaya çalışmak , bir günü devirmek , sensiz bir güne uyanmak , can çekişerek ölüme doğru gitmek gibi bir şey . Ne olursun aşkım gel ve kurtar bu bedeni , atmak için çırpınan şu yüreğime hayat ver.. E.Sema Keleş 28/09/2015 |