Bir bir sahnelenen ömür!Hani diyorum ki Halinde ki yalnızlık an yudumu Gerekçesiz gururun hiç kadri olur mu Artık sana seni İçselliğinde ki ufuk halini Bulutlar üzerinde gezindiğini anlatsam Bire bir hayatı Toz pepe gördüğün ayanı Yere basmayan rüyalarında ki ayağını Hevesin için Dur durak bilmeyen nisyanın Dirliği tuğyana çeviren zannı hüsranın Vehimler içinde Şekliyetin açılan çehresiyle Cezbe tutulan aklı duran hayrı anmayan Ten kokusunu Can içinde korunan heyecanı Salgılıyorsun mantığı hazanlaşan sırnaşan Mizanı unutan Hesabın hükmünü tınlamayan Ağzında ki lafsıyla sabahlara denk konuşan Her bir mekânda Soluksuz, korumasız salgın İnsana bizarlığı veciz bir şekilde anlatan anın Nisa kimliğinden Kadının edep halinde ki Zarafetinden yoksun bir halde nefesleniyorsun Nereye kadar sabır Nereye kadar zamanda kahır Ömrün sahnelenmesi, halin ayan perdesi açılınca Ruhun fakirliği Kalbin hederliğine şahit olunca Zaman seni sana başaklar misali tek tek anlatınca Vakit çok geç olacak Kan damarda donup kalacak Hararetin seni yalnızlığınla ceset halinde bırakacak Rahmet umulacak Bilinmeyen şahit olunmayan nakarat Hep bir ağızdan duyulunca kurtuluş mu olacak Kabir seni anacak Toprak şefkatiyle sessizce saracak O an halini kuşatacak seni seninle hesaplaştıracak Lakin ne çare ki Nefsin seninle çaresiz kalacak İraden, uzuvların, tercihin gün yüzünde hayıflanacak Mustafa Cilasun |