İKİLEM
Sonbarın ortasında mı döküldüm evrene
Bir ışık gibi mi yoksa kara bir kış gibi mi doğdum Yoksa doğmasa mıydım bu esrarengiz dünyaya Belli belirsiz hazin bir hayat beliriyordu en derinden Ne kadar nasıl sürecekti hikayem Bugün mü yani eylülde mi bakacaktım pencereden Anne karnındayken daha mı iyiydi Dünyaya gelmekle hata mıydı Sinesi çekilecek türden miydi hayat Nasıldı neşesi bir yeni doğanın gözünü ilk açarken Kuytumsu muydu yoksa körpemsi miydi yaş dedikleri Yeni bir yaşa girmek her seferinde bu kadar haşin miydi Değişik miydi bu duygular Her seferinde bu tarihte olmak Yeni doğmak gibi miydi herşey Sıfırlandı mı şimdi tekrar yaşam Nasıl bir çelişki bu Nasıl bir rivayet Bu kadar sancılı mıydı dokuz ay anneye eziyet Bu kadar yaşanılası mı hayat denilen evre Kaç kadeh daha anne sütü içmeli bir bebek Kaç yaş daha atmalı yaşama doydum diyebilmek Niçin bu kadar açız büyümeye büyüsek ne büyümesek ne Fatma SELÇUK |
Yaşanılanları anlatılanları yeni yeni anlıyor, yeni yeni büyümeye başlıyordum.
Tabii acılar da büyüyordu biz büyüdükçe; ya da acılar büyümüyor, biz bir şeylerin farkına varmaya başladığımız için aynı acı farklı izler bırakıyordu, kimbilir...
İnsanız nihayetinde
Büyürüz, istesek de istemesek de...
Kaleminize inşirah temenni ediyorum.
Geceniz, aydınlığınız olsun...