Sen hiç şiir oldun mu?
Kör karanlığın koynunda ayaz yemiş
böğrüne, bir hüzün darbesi daha vurduğunda, yaman bir sessizlik sinsice içine çökerken, ya da sessiz sedasız ağlarken, h/içli şarkılarla göz göze gelip sen hiç şair oldun mu? Demli çay bardağının,nemli tahta masada kaçıncı gidiş gelişiydi bilmem Kurşun kadar soğuk, garsonun sözü delici bir o kadar yıkıcı; "O günden sonra gelmedi" Gıcırtısı gem vurdu hızlı koşan hırs atıma Yakmak istedim alemi tahta sandalyeyi iterken... "Hele de eylül ise mevsim gider bir daha gelmem" Ne ağır imtihandı Buz tutmuş yüreğinle ilmek ilmek acıları Hüzün ateşinde yıkadın mı? Her söze göğüs gerip,her naza kulak tıkadın mı? Sayfa sayfa kitaplarda yazılan Nağme nağme şarkılardan süzülen Ve bunları anlatan şiir oldun mu? Selim Adım |
Okuyanı tutsak eder.
Bu şiirdeki gibi...
İçtenlikle kutluyorum. Teşekkürler şair...